1884’te Balıkesir/Gönen’de dünyaya gelen Ömer Seyfettin, İstanbul’da askeri eğitim görmüş, daha sonra Makedonya, Selanik ve İzmir’de görev yapmış bir askerdir. Görevi gereği hem devletin başkentinde hem Anadolu’da hem de döneminde ülkenin siyasi ve etnik olarak en çalkantılı olaylarına sahne olan Balkanlar’da bulunmuş, bu esnada sadece cepheyi değil, cephe gerisini de tanıma ve anlama fırsatı bulmuştur. Yazar, böylesine geniş ve kritik bir coğrafyada müşahede ettiklerini, sanatçı fıtratında var olan canlı ve hassas bir eleştiri gücüyle süzgeçten geçirmiş ve bir sosyolog edasıyla bunları hikâyelerinde işlemiştir. Çarşıyı pazarı, camiyi tekkeyi, mahalleleri, ücra ve tenha yerlerdeki küçük hayatları, evleri ve avluları, tarlaları ve tarım işçilerini, devlet dairelerini gezmiş, hikâyelerinde buradaki hayatlara ayna tutmuştur. Anlatılarında sadece bunula yetinmemiş, olup biteni akıl-bilim-vicdan eleğinden geçirerek tartışmış, didaktik ve ahlakçı bir tavır sergilemiştir.
Ömer Seyfettin nesrinin en dikkat çeken tarafı hiç kuşkusuz ironidir. Hikâyelerinin ekseriyetini teşkil eden tarihsel hikâyelerinde dahi gördüğümüz bu hususiyet, toplumsal meseleleri ele aldığı hikâyelerinde zirveye çıkmakta, özellikle halk inanışlarındaki hurafelerin ele alındığı, türbe, muska, büyü gibi imgelerin öne çıktığı, cehaletin doğurduğu sonuçların işlendiği hikâyelerde ironik anlatım daha da göze çarpmaktadır. Çalışmamızda Ömer Seyfettin’in öykülerinde cehaletle savaşını metinlerden örneklerle gözler önüne serip sosyolojik, teolojik ve pedagojik tahlillerle meseleyi kavramaya çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ocak 2021 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 10 Sayı: 1 |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)