The principles and reforms put into practice with the establishment of the Republic brought about rooted and radical changes in the country’s education system; the policy of increasing the literate population led to the prioritization of learning to read and write and the focus of attention to primary school, so preschool education was not a level of education that was on the agenda in those years. Especially in developed countries, pre-primary education is included in the scope of compulsory education or has high participation rates despite not being included in compulsory education. In fact, it is observed that children of earlier ages are included in compulsory education or attend pre-school education institutions at high rates, instead of only one year before primary school. The general outlook is that schooling rates are high in pre-primary education, whether it is within the scope of compulsory education or not, and that education services are provided free of charge. Although progress has been made in schooling rates in the 100th year of the Republic, it is seen that regional inequalities in pre-school education continue and it is not included in the scope of compulsory education. The targets set in the Government Programs, Development Plans and National Education Councils could not be realized. The problems regarding the provision of social awareness about preschool education, its dissemination to the age population, and material and human resources continue. Our country is trying to catch up with the progress of developed countries in pre-school education and the pre-school education level maintains its importance and priority in the system.
Preschool Education Participation in Preschool Education Education Policy
Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte uygulamaya konulan ilke ve inkılaplar, ülke eğitim sisteminde köklü ve radikal değişimleri beraberinde getirmiş; okuryazar insan nüfusunu artırma politikası, okuma yazma öğrenmenin öncelikli olmasına ve ilgi alanının ilkokula yönelmesine neden olmuş, dolayısıyla o yıllarda okul öncesi eğitim gündeme alınan bir öğretim kademesi olamamıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerde ise okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alma ya da zorunlu eğitim kapsamında olmamasına karşın yüksek katılım oranlarına sahip olma durumu gözlenmektedir. Hatta, sadece ilkokul öncesi bir yıl yerine, daha erken yaş çocuklarının da zorunlu eğitime dahil olduğu ya da yüksek oranlarda okul öncesi eğitim kurumlarına devam ettikleri görülmektedir. Genel görünüm, zorunlu eğitim kapsamında olsun ya da olmasın okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarının yüksek olması ve eğitim hizmetlerinin ücretsiz olarak sunulmasıdır. Cumhuriyetin 100. yılında okullaşma oranlarında ilerlemeler kaydedilse de, okul öncesi eğitimde bölgesel eşitsizliklerin devam ettiği ve zorunlu eğitim kapsamına alınmadığı görülmektedir. Hükümet Programları, Kalkınma Planları ve Milli Eğitim Şûraları’nda da belirlenen hedefler gerçekleştirilememiştir. Okul öncesi eğitimle ilgili toplumsal bilincin sağlanması, çağ nüfusuna yaygınlaştırılması ve madde ve insan kaynaklarına ilişkin sorunlar devam etmektedir. Ülkemiz, gelişmiş ülkelerin okul öncesi eğitimde gösterdikleri ilerlemeyi yakalamaya çalışmakta ve okul öncesi eğitim kademesi sistem içindeki önem ve önceliğini korumaktadır.
Okul Öncesi Eğitim Okul Öncesi Eğitime Katılım Eğitim Politikası
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eğitim Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 12 Sayı: Özel Sayı - Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı Özel Sayısı |
MANAS Journal of Social Studies (MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi)