Bir sonu betimleyen apokalips ve bir
yeni-olma sürecini işaret eden modernizm kavramları, bir yandan yirminci
yüzyılın yıkıcı ve aynı zamanda yeniden inşa edici düzenini tanımlamada, diğer
yandan bu yıkım-yeniden inşa döngüsü üzerine hipotezler sunan bilim-kurgu
eserlerinin ortaya çıktığı üretken ortamı nitelemeye ve anlamaya elverişli
terimler olarak karşımıza çıkmaktadır. İleriye gidişin, yeni-olmanın tarif
edilmesinde kullanılan bir terim olan modernizm ve ilerleyişin sona ermesi
durumuna işaret eden apokalips, teknolojik çağın belirgin bir karakteri hâline
gelen söz konusu paradoksal durumu isabetli ve kapsayıcı biçimde betimleyen iki
sözcük olarak durmaktadır. Nitekim dinamik bir süreci ve devamlılık hâlini tanımlayan
modernizm ve bir durağanlaşma ve devam etmeme durumunu tarif eden apokalips
kavramları, teknolojik ilerlemeler ile paralel olarak daha hissedilir ve daha
küresel bir hâle bürünen savaşlar ve kimyasal felaketler gibi büyük ölçekte
yıkımlara sebep olan olaylar ile beraber, mekânın sonuna da işaret etmektedirler.
Bu makalede “apokaliptik modernizm” kavramı, yirminci yüzyıl düşünsel eserleri
üzerinden geliştirilecek kavramsal yaklaşım ve bunu örneklendirme adına, bilim-kurgu
eserlerinin, karşılaştırmalı edebiyat yaklaşımıyla, tematik olarak değerlendirilmesinden
hareketle bir tanıma kavuşturulacak ve böylece mekânın sonu tabiri ile hem sona
eren hem de yeniden başlayan bir mekânsal koşulu tarif eden bir kavram olarak incelenecektir.
Böylece, yirminci yüzyıl modernizminin aslında apokaliptik bir nitelik
gösterdiği, bu makalenin oluşması adına seçilen bu iki kavramın birbirleriyle
kol kola bir gelişme izlediği vurgulanacaktır.
Apokaliptik modernizm bilim-kurgu mekân karşılaştırmalı edebiyat
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 1 |