Yaklaşık sekiz aydır dünya gündeminin en önemli maddesi olma özelliğini koruyan Koronavirüs salgını, bir taraftan yarattığı sağlık sorunları üzerinden tıp çevrelerinde, diğer taraftan salgını önlemek amaçlı alınan tedbirlerin yarattığı ekonomik, toplumsal ve siyasi sonuçları üzerinden de siyaset bilimi çevrelerinde yoğun bir tartışmaya zemin oluşturmuştur. Salgına karşı hayata geçirilen izolasyon, karantina, sokağa çıkma yasağı, seyahat kısıtlamaları, toplu etkinliklerin yasaklanması vb. uygulamalar, Fransız düşünür Michel Foucault’nun geliştirdiği “biyopolitika” kavramını yeniden gündeme getirmiştir. İtalyan düşünür Giorgio Agamben’in salgının henüz başlarında, 26 Şubat 2020 tarihinde, İtalya’daki önlemler üzerine kaleme aldığı kısa bir yazı, siyaset felsefesi çevrelerinde geniş yankı uyandırmıştır. Agamben yazısında, genel teorik yaklaşımına paralel bir şekilde, “varsayımsal” olarak nitelendirdiği salgın karşısındaki önlemlerin abartılı olduğunu, iktidarın istisna hâlini hayata geçirmek ve sürekli kılmak için salgını bir bahane olarak kullandığını öne sürmüş ve sonrasında yazdığı yazılarla da bu tezini derinleştirmiştir. Agamben’in hayli çarpıcı ilk yazısı, onu hastalığın ciddiyetini anlamamaktan, komplo teorisyenliğine, Foucault’dan devraldığı “biyopolitika” kavramını ters yüz etmekten, kendi teorisini pratik olgulara dayatmasına kadar uzanan geniş bir çerçevede eleştiriye tabi tutulmuştur. Bu bağlamda, Agamben’in biyopolitika analizinin Foucault’nun analiziyle ne derece örtüştüğü ve ayrıştığı, diğer taraftan yine Agamben’in biyopolitika analizinin, salgın karşısında alınan tedbirlere ilişkin kaleme aldığı yazılarındaki iddialarıyla ilintisinin incelenmesi, konu hakkındaki tartışmaları anlamak açısından önem taşımaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Nisan 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Kasım 2020 |
Gönderilme Tarihi | 11 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 22 |