Bu makalenin amacı, Türkiye’nin göç yönetişim politikaları ve uygulamaları kapsamında Uluslararası Göç Örgütü’nün (International Organization for Migration; IOM) hangi nitelikte bir rol üstlendiğini ve nasıl bir etki yarattığını tespit ederek değerlendirmekdir. Göç yönetişimi alanında uluslararası kuruluşların üstlendikleri fonksiyonları ele alan akademik literatürden beslenen makalenin teorik alt yapısını uluslararası örgütlerin “kendi varlıklarını meşrulaştırmaları” (self-legitimation) (Korneev, 2018) kavramı oluşturmaktadır. Buna göre, IOM Türkiye, diğer uluslarası örgütler ve yerel aktörlerle oluşturduğu iş birlikleri sayesinde Türkiye’nin göç yönetişiminde oynadığı rolü ve saygınlığını arttırarak kendi varlığına meşruluk sağlamaktadır. IOM’i, küresel göç yönetişim sisteminin önemli aktörlerinden biri olarak kabul ederek göç yönetişiminde yarattığı etkiyi spesifik ülke örnekleriyle inceleyen akademik çalışmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Mevcut literatürün eksik kalmış bu boyutuna IOM Türkiye örneğine odaklanarak katkı sunmayı amaçlayan makale yöntemsel olarak kalitatif nitelikte olup birincil ve ikincil yazılı kaynakların incelemesine ve analizine dayanmaktadır.
This paper explores the role and impact of the International Organization for Migration (IOM) in Turkey’s migration management policies and approaches. Building on the literature that analyses functions of international organisations (IOs) in the field of mobility governance, this article adopts the concept of “self-legitimation of IOs” (Korneev 2018), and argues that the IOM Turkey does not only play an instrumental service provider role by raising awareness on human-trafficking or promoting assisted voluntary return, but through partnerships with various local and national actors, it has acquired a knowledge producing position as well. By doing so, IOM has diversified its activities, expanded its influence and come to play an important role in Turkey’s migration management efforts. The academic literature that investigates IOM’s role in migration governance by referring to specific country cases is quite limited. By focusing on IOM Turkey, this paper seeks to address this particular gap in the literature.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Kasım 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Kasım 2022 |
Gönderilme Tarihi | 7 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 26 |