Felsefeden ilk ayrılan sosyal bilim olarak iktisat,
İkinci Dünya Savaşı sonrası “Amerikanlaşma”
ve formalizmle beraber çok güçlü bir ana akıma sahip olmuştur. İktisat, disiplin içinde ürettiği
rasyonel seçim teorisini sosyoloji ve politik bilim
gibi diğer sosyal bilimlere ihraç etmiştir. Ancak
iktisadın edindiği güçlü matematiksel konum ve
yayılmacı karakteri aynı zamanda kendi zaafına
da işaret etmektedir. İlgili zafiyet sonucu disiplin
kendi içinde diğer sosyal bilimleri de etkileyecek
ve kamuya yön verecek düşünürler çıkaramamaktadır. Mevcut haliyle Türkiye’deki iktisat çalışmalarının genel seyri de bu şekilde devam etmektedir. Bir tarafta ülkenin kalkınma sorununa
çözüm arama gayretleri sonucu gelişen parçalı
ve araçsal bir iktisat aktarımı diğer tarafta İkinci
Dünya Savaşı sonrası görülen disiplinin Amerikanlaşması ve Keynesyen iktisadın disiplini
domine etme durumu, Türkiye’deki iktisat çalışmalarını da büyük oranda etkilemiş ve ülkedeki
iktisat algısı politik iktisat içerikli gelişememiştir.
Bu etki sonucunda ders kitapları iktisadı olarak
bilinen formel iktisat öğretimi ülkede yaygınlaşmış ve ülkedeki yaygın modern ana akım iktisat
bu şekilde seyretmiştir. İktisadın gerçek dünya
sorunlarıyla mücadele edebilmesi için tekrar
felsefeden tam olarak ayrışmadığı döneme tekabül eden politik iktisat eksenine dönüş yapması gerekir. Politik iktisat ortaya çıkış koşulları
gereği bir politik felsefe ve sosyal teoridir. Bu yönüyle politik iktisat, disipliner bir sınırlama yerine bütün kamuyu ilgilendiren meseleleri içerdiği
için disiplinler arası bir sosyal bilimdir. Bu nedenle politik iktisatçılar da kamusal entelektüel
olmaya adaydırlar.
Politik İktisat İktisadın Amerikanlaşması Kamusal Entelektüel Türkiye'de İktisadi Düşünce
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derkenar Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 219 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 15 Sayı: 56 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi