Concomitant with the socio-political and cultural advancements within the empire during the last quarter of the 19th century, Ottoman thinkers endeavored to actualize the Ottoman ideal. The opposition that originated from the Young Ottomans movement persisted and evolved with the emergence of the Committee of Union and Progress. The declaration of the constitutional constitution and the deposition of Abdulhamid II occurred as a consequence of the intense opposition and clandestine associations of the Unionists during the 1908 revolution. The Second Constitutional Monarchy, which garnered attention from the Ottoman population at large, also piqued the curiosity of the Kurdish society. Within the given framework, the Kurdish aristocracy and ulema conveyed their perspectives towards the constitutional government. Said-i Kürdi, a prominent figure within the Kurdish religious scholars, exerted significant influence and played a crucial role in promoting the concept of constitutional governance. He effectively disseminated knowledge about constitutional government to various strata of Kurdish society, including porters, tribal networks, ulema, and sheikhs. In the year 1910, during his journey amidst the Kurdish tribes, the author penned a literary work titled “Munazarat.” This book delves extensively into various topics, including the Kurdish perspective on constitutionalism, notions of justice, equality, nationalism, and the intricacies of establishing legal frameworks involving non-Muslim individuals. This paper aims to comprehensively analyze the evaluation of constitutionalism by Said-i Kürdi and the Kurdish Aristocracy, within the context of the historical events that transpired during the specified period.
Said-i Kürdi Kurdish Aristocracy equality freedom justice non-Muslims
Yok
Osmanlı aydınları, 19. yüzyılın son çeyreğinde imparatorlukta meydana gelen sosyal, siyasal ve kültürel gelişmelere paralel olarak Osmanlı idealini gerçekleştirmeye dönük girişimlerde bulunmuşlardır. Genç Osmanlılar ile başlayan muhalefet İttihat Terakki Cemiyeti ile devam etmiştir. İttihatçıların şiddetli muhalefeti ve gizli örgütlenmeleri sonucunda 1908 devrimi ile II. Abdülhamid Meşrutiyet’i kabul etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı toplumunun bütününü ilgilendiren II. Meşrutiyet Kürt toplumunun da ilgi alanında olmuştur. Bu bağlamda Kürt aristokrasi ve uleması meşruti yönetime dair fikirlerini beyan etmiştir. Kürt uleması içerisinde büyük bir etkinliğe sahip olan Said-i Kürdi, meşrutiyetin en önemli savunucuları arasında yer almış ve Meşrutiyeti Kürt toplumunun farklı kademelerinde (hamallar, aşiret ağları, ulema, şeyh) bulunan kişilere anlatmıştır. 1910 yılında Kürt aşiretleri arasında gezerken soru cevap şeklinde kaleme aldığı Münazarat adlı eserinde Kürtlerin Meşrutiyete dair algıları, adalet, eşitlik, milliyet kavramları, gayrimüslimlerle hukukun nasıl sağlanacağı gibi çok sayıda meseleye ayrıntılı olarak yer vermiştir. Bu çalışmada Said-i Kürdi ve Kürt aristokrasisinin meşrutiyeti algılayış biçimlerinin dönemin olayları çerçevesinde nasıl değerlendirildiği ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Said-i Kürdi Kürt aristokrasisi eşitlik özgürlük adalet gayrimüslimler.
Yok
Yok
Yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tarih Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Yok |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 3 |
Muhakemat Uluslararası Risale-i Nur Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.