Latin Amerika’da başlayıp, domino etkisi ile yayılan sol popülist dalga, 21. yüzyılın ikinci on yılından itibaren Avrupa’nın güneyinde de etkili bir siyasal harekete dönüşmüştür. Önce Yunanistan’da ardından ise İspanya’da siyasal hayatın belirleyicisi olmaya başlamıştır. Bu çalışma, İspanya’da etkili olmaya başlayan popülist siyaseti, Laclau’nun popülizmi teorize ederken kullandığı kavramsal şema üzerinden çerçevelemeyi hedeflemektedir.
2011 yılının Mayıs ayından itibaren İspanya’da, sosyal, siyasal ve ekonomik birçok talep çok sayıda göstericinin katıldığı sokak eylemleriyle dile getirilmiştir. 2014 yılında kurulan Podemos Partisi de bu taleplerden hareketle ortaya çıkmıştır. Bu taleplerin nasıl popülist bir eklemlenme sürecinden geçirildiğine odaklanan çalışma, talepleri popülizm literatürü içerisindeki kavramlardan hareketle sınıflandırmaya çalışmaktadır. Buna göre taleplerin bir kısmı diğerlerini de eklemleyebilecek biçimde genişlerken, bir kısmı ise eklemlenme süreçlerine dâhil olmaksızın ittifaklar kurarak, Podemos’un içerisinde kendisine yer bulabilmektedir. Bazı taleplerin ise hem sistemin içerisindeki hem de popülist siyaset yürüten partiler tarafından anlamlandırılma çabasına girişildiği belirtilmiştir. Çalışmanın bir diğer önemli tartışması ise popülizm ve demokrasi arasındaki ilişkiye dairdir. Çalışma, İspanya’da Podemos’un demokrasi ile ilişkisini irdeleyerek, popülizmin, zorunlu olarak demokrasinin gelişimine ya da gerilemesine hizmet etmek zorunda olmayabileceği sonucuna ulaşmaktadır.
Bölüm | Makale / Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 41 Sayı: 1 |