Birleşmiş Milletler barışı koruma, çatışma çözümü ve çatışma yönetimi bağlamında kavramsallaştırılırken nelere dikkat edilmelidir? Bu soru yanıtlanırken (i) Johan Galtung’un negatif ve pozitif barış modelinden ve (ii) John Burton’ın çatışma çözümü ve çatışma yönetimi ayrımından yararlanılacaktır. Barışı korumanın, negatif ve pozitif barış düzeylerinde analiz edilmesiyle çatışma çözümü ve çatışma yönetimi bağlamında karşılaşılan anlam ikililiklerinin önüne geçilebileceğini açıklamak, bu çalışmanın öncelikli hedefidir. Barışı korumanın kavramsallaştırılmasında ve sürdürülebilir bir barışın inşasındaki etkinliğinin değerlendirilmesinde, ilgili boyut ve ayrımların dikkate alınması önem arz etmektedir. Buna göre ilgili çalışmada Birleşmiş Milletler barışı korumanın tarihi gelişimi, temel ilkeleri ve Soğuk Savaş sonrasındaki dönüşümü ele alınacaktır. Nitekim Soğuk Savaş sonrasında gündeme gelen kimlik temelli çatışmalara bağlı olarak barışı korumanın sınır ve açmazlarını tahlil etmek önem arz etmektedir. Diğer taraftan barışı koruma üzerine eleştiriler Soğuk Savaş öncesine uzansa da barışı korumanın, bilhassa Soğuk Savaş sonrasında koruma sorumluluğunun gelişimiyle birlikte önemli dönüşümler geçirdiğini vurgulamak gerekmektedir. Barışı korumanın temel ilkelerinin Soğuk Savaş sonrasında daha da güçlü aşınması ve insanlığa karşı suçların önlenememesi, barışı korumanın dayanakları ve muhteviyatının derinleşmesinde rol oynamıştır. Bu çerçevede bu çalışma, birden çok safahatı barındıran Birleşmiş Milletler barışı korumanın gelişimi ve dönüşümüyle paralel olarak barışı korumaya dönük kavramsal mülahazalar ve arabuluculuk, barışa zorlama, barış inşası, barış yapma ve önleyici diplomasi şeklindeki tamamlayıcı yaklaşımları kısaca ele alacaktır. İlgili yaklaşımlarla etkileşimi göz önüne alındığında, barışı koruma safahatına hem daha bütüncül hem de daha nüanslı yaklaşılması gerektiği aşikârdır. Bununla birlikte bir çatışma yönetimi mekanizması olarak gelişen barışı korumanın, bahsedilen tamamlayıcı yaklaşımlar kapsamında çatışma çözümü ve pozitif barış süreçlerinin bir parçası olsa da negatif barışla bağlantısının koparılamayacağı belirtilebilir. Bu yüzdendir ki barışı koruma kavramsallaştırılırken çatışma çözümü ya da çatışma yönetimi perspektiflerinden herhangi birine, diğeri göz ardı edilerek körü körüne bağlı kalınmamalıdır. Ancak bu esnek bakış açısının kavramsal olarak yol açabileceği karışıklığa karşı, ayrıştırıcı yaklaşım-barışı koruma-çatışma yönetimi-negatif barış ve barış inşası-birliksel yaklaşım-çatışma çözümü-pozitif barış kavramlarının birbirleriyle ilişkilendirilmesi işlevsel bir rol oynayabilir.
Barışı Koruma Birleşmiş Milletler Çatışma Güvenlik Soğuk Savaş.
Bu derleme makale çalışmasının hazırlık, kaynak tarama, analiz ve bilgilerin sunumu olmak üzere tüm aşamalarında bilimsel etik ilke ve kurallarına uygun davrandığımı; bu çalışma kapsamında doğrudan ve dolaylı yararlandığım tüm kaynaklara kaynakçada yer verdiğimi; Committee on Publication Ethics (COPE)' in tüm şartlarını ve koşullarını kabul ederek etik görev ve sorumluluklara riayet ettiğimi beyan ederim. Bunlara ek olarak bu derleme çalışma, etik onay gerektiren herhangi bir araştırma da içermemektedir.
Bu çalışma için herhangi bir destek alınmamıştır.
What should be taken into consideration in conceptualizing United Nations peacekeeping in the context of conflict resolution and conflict management? In response to this question, (i) Johan Galtung’s negative and positive peace model, and (ii) John Burton’s distinction between conflict resolution and conflict management will be utilized. The primary purpose of this study is to explain that semantic ambiguities that have been encountered in the context of conflict resolution and conflict management can be prevented through the analysis of peacekeeping at negative and positive peace levels. It is important to take these related dimensions and distinctions into consideration in conceptualizing peacekeeping and assessing its effectiveness for the creation of a sustainable peace. Accordingly, the historical development, fundamental principles and transformation of United Nations peacekeeping after the Cold War will be addressed in this study. Indeed, it is important to analyze the restrictions and dilemmas of peacekeeping due to identity-based conflicts that have come to the forefront after the Cold War. With that being said, it is necessary to stress that criticisms for peacekeeping date back to before the Cold War. However, especially after the Cold War, peacekeeping has experienced significant transformations, along with the development of responsibility to protect. The further erosion of the fundamental principles of peacekeeping after the Cold War, and failure to prevent crimes against humanity have played a role in deepening the foundations and substance of peacekeeping. Within this framework, this study will briefly address conceptual considerations intended for peacekeeping, and complementary approaches as mediation, peace enforcement, peacebuilding, peacemaking, and preventive diplomacy in parallel to the development and transformation of United Nations peacekeeping, which entails multiple phases. Taking its interaction with such approaches into consideration, it is evident that peacekeeping phases should be approached both more holistically and nuanced. However, it can be denoted that peacekeeping, developed as a conflict management mechanism, can be part of conflict resolution and positive peace processes within the scope of the relevant aforesaid approaches, but its connection to negative peace cannot be undermined. Therefore, one should not be blindfoldedly adhered to either conflict resolution or conflict management perspectives by disregarding one over the other. In response to the conceptual confusion resulting from such flexible standpoint, linking dissociative approach-peacekeeping-conflict management-negative peace, and peacebuilding-associative approach-conflict resolution-positive peace can play a functional role.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Barış Çalışmaları |
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 48 Sayı: 4 |