Özet
Kentler, toplumsal ve ekonomik olanlar başta olmak üzere farklı çelişkileri birleştiren bir alan olarak yeni toplumsal hareketlerin hedeflediği yeni siyasetin zeminidir. Son 30 yılda farklı çatışma alanlarına odaklanan hareketler, yakın dönemde yeni bir ortaklık kurma çabasını kentler düzeyinde gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu çalışmanın amacı 2011 yılı içinde İspanya’da gelişen Öfkeliler(isp. Indignados; ing. Outrages) hareketinin ve onun öncülük ettiği İşgal Et(ing. Occupy) hareketlerinin kentle kurduğu siyasal bağları kavramsal olarakele almaktır. Bu örneklerde, harekete katılan sıradan insanların sistemle uyuşmazlık ve çatışmaları, hareketler eliyle siyasal bir anlama kavuşmuştur. Öfkeliler ve İşgal Et hareketleri kentin meydanlarını ve diğer açık alanlarını kullanarak, kapalı kapılar arkasında uzmanların kararlarına bırakılan kamusal tartışmaları yeniden müdahaleye açık hale getirmeye çalışmışlardır. Böylece siyasal tartışmanın merkezini, kentsel alanlarla bir araya getirmişlerdir. Bu hareketlerin yeni siyaseti, -temsil, parti, sendika gibi- yerleşik siyasal biçimlerin reddedilmesine dayanmaktadır. Her iki hareket, katılımcıları yatay hiyerarşide birleştiren özelliğiyle, 2000’li yılların başından beri gelişen karşı-küreselleşme hareketlerinin ulaştığı yeni noktayı simgelemektedir. Çeşitli kentlerle özdeşleşen bu hareketlerin ortak eylemleri, son olarak 2011’den beri Avrupa ve ABD’nin farklı kentlerinde kamusal alanlar üzerinden, temsil, siyasal sistem ve demokrasi gibi yerleşik kalıpları sorgulamaktadır. Bu çalışmada, kamusallığı Hardt ve Negri’nin ifade ettiği biçimde yeni bir ortak kuruculuğa çevirmek isteyen bu hareketlerin, açık alanı ortak alana çevirdiği ve böylece öznenin içinde kurulduğu gündelik hayatla kamusal ilişkilerin şekillendiği siyasal olanın etkileşimini artırdığı savunulmaktadır.
Abstract
The cities as the spaces that combine the differentiated conflicts -primarily social and ecomomic- are the locus of new politics and new social movements. Those movements in the last 30 years make an effort recently to create a new commonality in cities. The aim of this article is to analyse the Indignados of Spain and its subsequent Occupy movements that construct political connections with/within the city. Both these cases exemplify the systemic disagreement and conflicts of the ordinary people who participate in them and gain a political sense through those movements. Indignados and Occupy movements therefore bring the debates to the verge of denying of all established -old forms.So both are new versions of the counter-globalization movements which mobilize people in a horizontal hierarchy and had been identifed with certaincities. So since 2011, cities in Europe and the USA are at the epicenter of a form of a critique through public spaces. Such as the established forms like representation, political system and democracy.This article thereby argues that Indignados and the Occupy movements are to turn the public into a new common founding and in order to this aim they turn the open spaces to common spaces. As such they make stronger the interaction between the political and the daily life.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale / Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 37 Sayı: 1 |