Fıkıh usulünde hüküm çıkarma yöntemleri arasında en önemli konulardan biri olan kıyas, asıl ile fer’i birleştiren bir illetten dolayı fer’i asla hamledip, aralarındaki benzerlikten ötürü aslın hükmünü fer’e uygulamayı ifade etmektedir. Asıl, fer’, aslın hükmü ve illet olmak üzere dört ana temel üzerine oturtulan kıyas konusunda tartışmaların en fazla yapıldığı mesele illettir. Usûlcüler illetin mahiyeti, kısımları, şartları ve tespit yollarını ele alarak incelemiş ve bu bağlamda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Usûlcülerin illet konusunda ihtilaf ettikleri konulardan birisi de illete yöneltilen itirazlardır. Her ne kadar illete yöneltilen itirazlar cedel ilminin konusu olsa da usul eserlerinin büyük çoğunluğunda bunlara yer verilmiştir. İllete yöneltilen itirazların sayısı hakkında usûlcülerin bir ittifakı bulunmamaktadır. Hatta aynı ekole mensup usûlcüler arasında bile illete yöneltilen itirazlar hakkında farklı sayıların ileri sürüldüğü görülmektedir. Araştırma konumuz olan kalb ve akis, illete yöneltilen itirazlardandır. Kalb, illete yönelik geçerli bir itiraz kabul edilirken kalbü’t-tesviye olarak isimlendirilen ve hakikatte kalb olan akisin ise geçerli bir itiraz olup olmaması hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Kimi usûlcüler tarafından zayıf ve fasit bir itiraz olarak kabul edilen akis, kimi usûlcüler tarafından ise geçerli bir itiraz olarak görülmüştür. Bu çalışmada Hanefî usûlcülere göre illete yöneltilen itirazlardan kalb ve akis konuları ele alınıp incelenecektir.
Qiyas, one of the most important issues among the methods of making judgments in the Islamic jurisprudence, means to move the ferʿ to the asl and to apply the decree of the asl to the ferʿ because of the similarity between them due to a illah that combines the asl and the ferʿ. The proceduralists have examined the nature of the illah, its parts, conditions, and ways of detection, and have put forward different views in this context. One of the issues on which the jurists disagree about the illah is the objections against the illah. Although the objections to the illah are the subject of the science of jadal, they are included in the majority of the works of method. There is no consensus among the jurists about the number of objections to the illah. It is seen that different numbers are put forward about the objections to the illah even among the jurists belonging to the same school. The qalb and aqs, which are the subject of our research are from the objections to illah. While the qalb is accepted as a valid objection to the illah, different opinions have been put forward about whether the aqs, named as qalbu al-taswiya, whose originality is qalb is valid or not. The aqs, which has been considered weak and invalid by some jurists, has been seen as a valid objection by some. In this study, the issues of qalb and aqs, which are among the objections against the illah according to the Hanafi jurists, will be discussed and examined.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 8 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 17 |
Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi dergisi Mütefekkir, her yılın 15 Haziran ve 15 Aralık tarihlerinde olmak üzere basılı ve online olarak yayınlanan, uluslararası akademik ve hakemli bir dergidir.