Uygarlık tarihi hakkında yapılan araştırmalarda, avcı-toplayıcı geçim biçiminden “besin üretimine” geçiş, bir dönüm noktası olarak vurgulanmaktadır. Yaklaşık 500 yıl sürdüğü bildirilen bu geçiş dönemi, “Neolitik Devrim” olarak da adlandırılmaktadır. İlk insan topluluklarının biraraya gelmesinin temelinde “yiyecek sağlama” eylemi bulunmaktadır. İnsan türünün yeryüzünde varlığını sürdürebilmek için çözmek zorunda olduğu birbiriyle bağlantılı üç temel sorun; “beslenme”, “savunma” ve “üreme” ilk insan topluluklarının bireyleri arasında işbirliğini geliştirip, dayanışmayı arttırmıştır. Özellikle hayvanların ve bitkilerin evcilleştirilmesi, gıdanın bollaşmasını mümkün kıldığı için, nüfusun artmasını ve yaşamın daha düzenli ve dengeli olmasını sağlamıştır. Neolitik dönemde başlayan yiyecek-üretici ekonominin, “hayvan yetiştiriciliğini” insanlığın en eski geçim kaynaklarından biri haline getirdiği ileri sürülebilir. Bu temel uğraş alandaki yaklaşım ve uygulamaların zamanla başlangıçtaki düzeyinden oldukça farklı olacağı açıktır. Nitekim, günümüzde endüstriyel hayvan yetiştiriciliği, hayvanların kontrollü bir çevrede üretim amacıyla tutuldukları rasyonel, karlı bir iş haline gelmiştir. Bu çalışma ile insan-hayvan etkileşimindeki evrimsel gelişimin, hayvan yetiştiriciliği bağlamında incelenmesi amaçlandı.
Neolitik devrim Hayvan yetiştiriciliği İnsan-hayvan etkileşimi
In researches on the history of civilization, the change from hunter-gatherer livelihood to"food production” is emphasized as a turning point. This transition period that lasted approximately 500 years has also been called as “Neolithic Revolution”. The act of “supplying food” lies at the basis of forming early human groups cooperation. In order to sustain their existence on the earth, humankind had to solve three basic problems related with each other, namely "nourishment", "defense" and "reproduction", as a result of which cooperation among individuals of human groups was developed and solidarity was increased. Especially domestication of animals and plants has rendered abundance possible, hence population increased and life became more balanced and stable. It could be argued that food-producing economy which began in the Neolithic period has made "animal farming" mankind’s oldest livelihood. It is clear that approaches and practices in this basic field of occupation are quite different from the starting level today. In fact, industrial animal farming has become a profitable and rational business, in which animals are now kept for the purpose of manufacturing in a controlled environment. The aim of this paper is to examine evolutionary development of human-animal interactions in the context of the animal husbandry.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mayıs 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 IV. National Symposium of The History of Veterinary Medicine and Professional Ethics 21-23 May 2014 |
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin süreli bilimsel yayınıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Makalelerin sorumlulukları yazarlara aittir
Kapak
Ayşegül Tuğuz
İlter Uzel’in “Dioskorides ve Öğrencisi” adlı eserinden
Adres
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir/ Mersin