Society is a whole consisting of social structure and institutions. While social structure refers to the regular relations between people, social institutions are social relations that take part in the fulfillment of the needs and goals pursued by a society. There are five universal institutions in societies: family, religion, economy, politics and education. Transformations in the social structure have led to the restructuring of these institutions at each stage of society. On the other hand, related transformations paved the way for the emergence of new institutions. Health, although it is an area that has taken its place in all social stages, which is one of these new institutions, has gained the feature of being a social institution by being institutionalized in the industrial societies that emerged after the Industrial Revolution triggered by technological developments. Institutionalization means the emergence of health care as a social need and its systematic production. Renaissance thought, technological developments, the emergence of social policy understanding and the phenomenon of marketization have been influential in the institutionalization of the health field. In this study, health in industrial societies; how it gained the feature of being a social institution and what kind of transformations in its functions were tried to be discussed from a broad perspective.
Health Institution Medicine Industrial Revolution Industrial Society
Toplum, toplumsal yapı ve kurumlardan oluşan bir bütündür. Toplumsal yapı, insanlar arasındaki düzenli ilişkileri ifade ederken toplumsal kurumlar bir toplumun gözettiği ihtiyaç ve hedeflerin yerine getirilmesinde görev alan toplumsal ilişkilerdir. Toplumlarda aile, din, ekonomi, siyaset ve eğitim olmak üzere beş evrensel kurum yer almıştır. Toplumsal yapıda meydana gelen dönüşümler, her bir toplum aşamasında bu kurumların yeniden yapılanmasına neden olmuştur. Öte yandan ilgili dönüşümler yeni kurumların ortaya çıkışına da zemin hazırlamıştır. Bu yeni kurumlardan biri olan sağlık, her ne kadar tüm toplum aşamalarında kendine yer edinmiş bir alan olsa da teknolojik gelişmelerin tetiklediği Sanayi Devrimi sonrasında ortaya çıkan sanayi toplumlarında kurumsallaşarak toplumsal bir kurum olma özelliği kazanmıştır. Kurumsallaşma, sağlık hizmetinin toplumsal bir ihtiyaç olarak belirmesi ve sistemli bir şekilde üretilmesi anlamını taşımaktadır. Sağlık alanının kurumsallaşması sürecinde Rönesans düşüncesi, teknolojik gelişmeler, sosyal politika anlayışının doğuşu ve piyasalaşma olgusu etkili olmuştur. Bu çalışmada, sanayi toplumlarında sağlığın; toplumsal bir kurum olma özelliğini nasıl kazandığı ve işlevlerinde ne türden dönüşümler yaşandığı geniş bir bakış açısıyla ele alınmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Ocak 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ocak 2023 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 13 Sayı: 1 |
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin süreli bilimsel yayınıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Makalelerin sorumlulukları yazarlara aittir
Kapak
Ayşegül Tuğuz
İlter Uzel’in “Dioskorides ve Öğrencisi” adlı eserinden
Adres
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü
Yenişehir/ Mersin