Mekan, mimarlık-sinema arakesitinde
yer alan ve her iki disiplinin de temelini oluşturan bir kavramdır. Sinema için
bir oyuncu kadar etkili sayılabilecek sinemasal mekan, mimarlıkta insan
yaşamını örgütleyen ve onu anlamlandıran bir unsurdur. Diğer türlerden farklı
olarak bilimkurgu sineması, mekan tasvirlerinin günümüzden radikal bir şekilde
farklılaştığı ütopik veya distopik gelecek öngörülerini sunmaktadır. 1980’lerle
birlikte dünyada hızla gelişen teknoloji, bilimkurgu sineması’nı da temelden
etkileyerek yeni bir alt dalı olan Cyberpunk akımı ortaya çıkmıştır. Cyberpunk,
sanayi sonrası modern toplumlarda yaşanan temel değişimlere eleştirel bir
yaklaşım sunarken yakın gelecek öngörülerini, ileri teknoloji, sefil hayat,
kaotik dünya konularını işlemekte ve kendi kurgusal mekanlarını
üretmektedir. Michael Bay yönetmenliğindeki “Ada” filmi
Bilimkurgu sinemasında Cyberpunk akımı içerisinde güncel filmler arasında
önemli bir yere sahiptir. Film, beden üzerinden insanın bile
metalaştırılabileceğini ve büyük şirketlerin elinde nasıl kontrol edilerek
şekillendirilebileceğini gösteren karamsar bir senaryoyla kapitalizm eleştirisi
yapmaktadır. 2005 Yapımı film, 2019 yılına distopik bir yakın gelecek
öngörüsünde bulunmaktadır. Filmde, toplumun üst gelir grubu bireylerinin toplum
üzerinde etkilerinin devam edebilmesi için her türlü sosyal ve etik değeri göz
ardı ederek insan klonlamayı yasal hale getirmeleri ve bu klonları insan olarak
değil ürün olarak nitelendirmeleri söz konusudur. Filmdeki kişisel, yarı kamusal ve kamusal mekanlar fiziksel ve psikolojik
olarak tek tipleştirilmiş iktidar gözetiminde tutulan mekanlardır. Bu bağlamda
çalışmanın amacı, bilimkurgu sineması alt kültürü olarak cyberpunk’ta zaman, mekan
ve beden kavramlarının mimarlık sinema arakesitinde Ada (The Island) filmi
üzerinden tartışılarak değerlendirilmesidir.
Space is a concept which takes place in
architecture-cinema intersection and which is a base for both of the
disciplines. Cinematic space, which can be counted as important as an actor for
cinema, is an element in architecture which organizes human life and makes it
meaningful. Different from other types, Science fiction cinema presents utopic
and dystopic future foresights which differs radically from today's modern
description. Improving technology starting from 1980s has introduced a
sub-branch called Cyberpunk by affecting the science fiction cinema base.
Cyberpunk while presenting a critical approach to basic changes faced in the
modern public, discusses the near future foresight, hi-tech, miserable life,
chaotic world subjects and creates its own spaces. “The Island” movie directed
by Michael Bay has an important place among the contemporary movies having
Cyberpunk movement in science fiction cinema. Movie criticizes capitalism with
a pessimistic scenario in which it shows even human body can be commodified
from his body and how he can be shaped with a control of giant companies. Movie
of 2005 makes dystopic near future foresight to 2019. In the movie, legalizing
human cloning by ignoring the social and
ethical values for continuation of the individuals of high income group's
effects on public and identifying these clons as a product not a human are the
points in question. Personal, public and semi-public spaces in the movies are
the spaces which were stereotyped physically and psychologically and under observance
of the government. In this concept, the aim of the study is to evaluate by
discussing the concepts of time, space and body in Cyberpunk as a sub-culture
according to “The Island” movie in architecture and cinema intersection.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 1 Sayı: 1 |