Kökeni İslamiyet öncesi Türk dünya görüşü ve inanış sistemine kadar uzanan ziyaret fenomeni, çeşitli adlarla anılan ve kendilerinde manevi bir güç olduğuna inanılan kişilerin yattıkları kabul edilen yatır, türbe, kümbet, tekke, mezar gibi yerlerle doğaüstü ilâhî bir kudrete sahip olduğu düşünülen ağaç, su, dağ, taş vb. gibi varlık ve yerlerin birtakım arzu ve isteklerle ziyaretini ve bu çerçevede oluşan inanış ve uygulamaları ifade etmektedir. Çeşitli nedenlerle gidilen bu mekânların halk tarafından ziyaret edilmesinin en önemli nedenlerinden biri de sağaltmadır. Bu mekânlar, çeşitli rahatsızlıkların tedavisi için bir şifa merkezi fonksiyonu üstlenmiştir. Çok sayıda ziyaret mekânına ev sahipliği yapan Kayseri’de bu bağlamda ziyaret edilen 66 kutsal mekân bulunmaktadır. Bu ziyaret mekânlarının 31’i tekke, türbe, mezar ve yatır, 13’ü taş ve kaya, 6’sı ağaç ve çalı, 10’u su, 6’sı da mağara, ev ve mevkidir. Çeşitli nedenlerle kutsallık kazanmış bu mekânlar, çocuk sahibi olmak, doğan çocuğun yaşamasını sağlamak, sıtma, felç/yüz felci, çeşitli vücut ağrı ve sızılarıyla baş ve bel ağrısı, psikolojik rahatsızlıklar, körlük, cılız ve çok ağlayan çocuklar, çaresiz rahatsızlıklar, yatalaklar, öksürük ve boğmaca rahatsızlıkları, yürüyemeyen ve konuşamayanlar, gelincik hastalığı, bacaklarda oluşup iyileşmeyen yaralar, cilt rahatsızlıkları, göz ağrısı, sütü olmayan ve sütü kesilen kadınlar için bir tedavi merkezidir. Ziyaret mekânlarının bu rahatsızlıklar içerisinde ise en çok çocuk sahibi olmak için ziyaret edildiği görülmektedir. Ziyaret mekânlarında rahatsızlıklardan kurtulmak amacıyla birtakım ritüel niteliği de taşıyan pratikler gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamalarda İslamî pratiklerle beraber İslamiyet öncesine ait inanış izlerine rastlanmakta, tedavi uygulamalarında temas ve taklit büyüleriyle göçürme karşımıza çıkmaktadır. Tedavi için ziyaret edilen bu mekânlar, belli kurallar etrafında ziyaret edilmekte ve ziyaret için genelde belli bir zaman kısıtlaması olmamakla beraber olanlarda Perşembe ve Cuma günleri öne çıkmaktadır. İnsanoğlunun hastalıklar karşısındaki çaresizliği, acizliği devam ettikçe bu ziyaret mekânları da tedavi işlevlerini sürdürmeye devam edecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 2 |