Etnolojinin yanı sıra tarih bilimi de bir “Volkskunde” muhteviyatını benimsemiştir. Tarihçiliğin ilmî metotları, halkın tecrübelerini ve geleneklerini bireylerin gözlemlerinden süzmeye başladığı anda, öznel; ancak bir o kadar da otantik bir satıh teşekkül olmuştur. Macaristan için bu dönüşüm noktasını, 1526 seneli Mohaç Muharebesi ve bunun getirdiği süreç temsil etmektedir. Zira Macaristan’da, Mohaç Savaşı’nı takip eden siyasî ve beşerî kargaşaya paralel olarak, hümanist kültür gelişmiştir. Söz konusu tekâmül, öncelikle ülkenin acınası durumuna karşı çözümler üretme hevesinden kaynaklanmaktadır.
Osmanlı ilerlemeleri sonucunda ülkeye hâkim olan korku, evvela edebî türlerde vücut bulmuş ve hal, nihayet kronikçilerin tarih yazımına sirayet etmiştir. Nihaî safhada hümanizmin ve romantizmin biçimlendirdiği bir historiyografi, Macaristan’ı betimlemeye başlamıştır. Bu lahzada dönemin ruhunu ve bakış açısını derinlemesine yansıtan eserler kaleme alınmıştır. Macaristan’ın üç parçaya bölünmesi ülkedeki politik görüşlerde de ayrılığa neden olmuş, siyasî otoriteyi temsilen krallığın ve aristokrasinin çare tasarıları değişkenlik göstermiştir.
Bu temel üzerine bina edilen çalışmada, iki Macar kronik yazarının kaleme aldığı kayıtlara odaklanılmıştır. Mohaç dönemine ilişkin olarak, saray rahibi mevkisindeki György Szerémi’nin ve Karlofça sürecine dair Macar bürokrasisinde yer edinmiş Mihály Cserei’nin notlarına başvurulmuştur. Elde edilen enfüsî sonuçlar, arşiv belgeleri ve güncel tetkiklerle de desteklenmiş, böylece devrin bakış açısı, çözüm arayışları ve beklentileri yansıtılmak istenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | TARİH |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 12 Sayı: 4 |