According to offensive realism, states cannot be certain about the intentions of other states and, based on the belief that these states possess the potential to launch an attack, perceive them as a threat. The primary imperative for states to ensure their security and survival is to amass more power, ultimately aspiring to attain hegemonic status. From the perspective of offensive realism, states that achieve regional hegemony will view the regional dominance of major powers in other areas as a motive for potential aggression and may harbor intentions to attack, as they prefer to avoid the emergence of rivals. The US and China, stand as the two most powerful actors in today’s world. Following World War II, the US emerged as the hegemonic power but is now facing increasing competition from China. China is perceived as the biggest threat by the US and plays a pivotal role in shaping American military, economic, and commercial policies. The South China Sea remains one of the most contested areas in the power competition between these two actors. From an offensive realist perspective, the study argues that there is a great power competition between the US and China, that it has security, economic, political and commercial dimensions, and that both actors intend to attack and threaten each other. From this perspective, the study concludes that the most critical area of this conflict and threat is the South China Sea, where a regional hegemony competition is taking place and an aggressive conflict is inevitable.
Offensive Realism US-China Rivalry South China Sea Geopolitical Conflict
Saldırgan realizme göre devletler diğer devletlerin niyetlerinden emin olamazlar ve kendilerine saldırma potansiyellerinin olduğu anlayışından hareketle onları bir tehdit unsuru olarak algılarlar. Devletlerin güvenliklerini sağlaması ve hayatta kalması için yapması gereken en önemli şey daha çok güç elde etmek ve en nihayetinde hegemon güç olmaktır. Saldırgan realist perspektife göre, bölgesel hegemonya elde eden devletler, diğer bölgelerdeki büyük güçlerin bölgesel hegemon olmasını kendileri için bir saldırı nedeni olarak görecek ve kendilerine rakip istemeyecekleri için onlara saldırma niyetinde olacaktır. ABD ve Çin, günümüz dünyasının en güçlü iki aktörü durumundadır. II. Dünya Savaşı sonrası dünyanın hegemon gücü olan ABD, gün geçtikçe artan bir Çin rekabeti ile karşı karşıyadır. Çin, ABD tarafından en büyük tehdit olarak algılanmakta olup, ABD’nin askeri, ekonomik ve ticari politikalarının adeta şekillendiricisi konumundadır. İki aktör arasındaki güç rekabetinin en sıcak alanlarından birini Güney Çin Denizi oluşturmaktadır. Çalışma saldırgan realist perspektiften hareketle ABD ve Çin arasında büyük bir güç rekabeti yaşandığı, bunun güvenlik, ekonomik, siyasi ve ticari boyutlarının olduğu, her iki aktörün de bir diğerinin kendine saldırma niyetinde olduğu ve tehdit ettiği iddiasındadır. Bu perspektiften hareketle çalışmada, anılan çatışma ve tehdidin en kritik alanının Güney Çin Denizi olduğu, burada bir bölgesel hegemonya rekabetinin yaşandığı, saldırgan bir çatışmanın kaçınılmaz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Saldırgan Realizm ABD-Çin Rekabeti Güney Çin Denizi Jeopolitik Çatışma
Katkılarından ötürü değerli hakem ve editör ekibine teşekkür ederim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Siyaset |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Mart 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 13 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 1 |