Modern yaşamın getirdiği
şehirleşmenin bir sonucu
olan hava kirliliği, yerel ve bölgesel
olduğu kadar küresel ölçekte de etki alanına sahiptir. Hava kirliliğinin
insan sağlığına önemli etkileri olması sebebiyle, hava kalitesi konusuna tüm
dünyada büyük önem verilmektedir. Türkiye’nin
başkenti Ankara’da hava kirliliği yıllardır birçok çalışmanın konusu olmuştur.
Bu çalışmada, farklı beşeri ve coğrafi özelliklere ait beş istasyon
(Keçiören, Sıhhiye, Cebeci,
Dikmen, Sincan) seçilmiştir. 1
Ocak-31 Aralık 2017 tarihleri arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından
yayınlanan günlük 6 saat aralıklı
veriler baz alınmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği hava
kalitesi kriterlerine göre seçilmiş olan hava kirliliği parametrelerinden
Partikül Madde 10 (PM10), SO2, NO2, CO, O3 bağımlı değişkenler olarak
alınırken, iklim elemanları sıcaklık, rüzgâr
hızı, rüzgâr yönü, bağıl nem ve basınç
ölçümlerinin her biri de bağımsız
değişken olarak alınmıştır. Bu
değişkenler Kantil regresyon analizi yöntemiyle R programı kullanılarak analiz
edilmiştir. Kantil regresyon analizi, alt kantil değerlerinde halk sağlığını
daha az etkileyen ve üst kantil değerlerinde aşırı kirlilik gösteren değerleri
inceleyebilmek açısından oldukça kullanışlı bir yöntemdir. Bu çalışmada hava
kirliliği parametrelerinin QR=0.25, QR=0.50 ve QR=0.75 için kantil regresyon
denklemleri hesaplanmıştır. Bu denklemler arasından en uygun modelin seçimi aşamasında
Akaike Bilgi Kriterinden (AIC) yararlanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda
sıcaklığın SO2, NO2, O3, CO hava kirliliği parametreleri üzerinde anlamlı
etkisi olduğu tespit edilmiştir. Rüzgâr yönünün PM10,
CO, O3 değerleri üzerinde, nemin ise O3, CO
hava kirliliği parametreleri üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu bulunmuştur.
Ayrıca basıncın da hava kirliliği parametrelerinden PM10 ve SO2 değerleri
üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Her bir istasyonun farklı
hava kirliliği parametrelerini ve iklim elemanlarını ölçmesinin sonucu olarak
kantil regresyon denklemlerinde anlamlı çıkan parametrelerin, istasyonların
bulunduğu çevrenin beşeri ve coğrafi özelliklerinden kaynaklandığı
söylenebilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 2 |