The main purpose of this study is to understand what motives the Russian Federation, a regional power, uses military force against its neighbor, Ukraine, and annexes Crimea. As a result of the literature review conducted for this purpose, this approach of Russia was generally interpreted from two different theoretical perspectives. Some of the critics evaluated Russia's attitude during the crisis process under the name of defensive realism, while the other group, on the contrary, evaluated Russia's attitude under the name of offensive realism. The work is addressed in the context of these two theories, with a deductive approach. The great powers do not refrain from using hard power when it comes to their security. The answer has been searched to the arguments that the Revisionist movement that Russia displayed in this crisis was caused by international developments rather than domestic political developments and that there is no sanctioning power against the great powers that have become a chronic problem of international law. When the relevant study concluded, and the previous crisis experiences of Russia taking in the consideration, it is observed that Russia has similar characteristic features in this crisis as well. It has been concluded that Russia has not been able to get rid of the sense of the siege it experienced during the Cold War and has pursued aggressive policies when it feels such a threat in its nearby geography. On the other hand, what happened in Crimea has clearly shown that the great powers do not refrain from using force and ignoring international law when it comes to their benefits and security.
Bu çalışmanın temel amacı, bölgesel bir güç olan Rusya Federasyonu’nun, komşusu olan Ukrayna’ya karşı hangi saiklerle askeri güç kullandığı ve Kırım’ı ilhak ettiğidir. Bu amaç doğrultusunda yapılan literatür çalışması sonucunda, Rusya’nın bu yaklaşımı genel olarak iki farklı teorik perspektiften yorumlanmıştır. Düşünürlerin bir kısmı Rusya’nın kriz sürecindeki tutumunu defansif realizm bağlamında değerlendirmekteyken diğer grup ise tam aksine Rusya’nın tutumunu ofansif realizm bağlamında ele almışladır. Çalışma, bu iki teori bağlamında, tümdengelimci bir yaklaşımla ele alınmıştır. Büyük güçler, güvenlikleri söz konusu olduğunda sert güç kullanmaktan kaçınmamaktadırlar. Rusya’nın bu krizde sergilemiş olduğu revizyonist hareketin, iç politik gelişmelerden ziyade uluslararası gelişmelerden kaynaklandığı ve uluslararası hukukun kronik sorunu haline gelen büyük güçlere karşı bir yaptırım gücünün olmadığı argümanlarına cevap aranmıştır. İlgili çalışma sonuçlandığında, Rusya’nın geçmişte yaşadığı krizler de ele alındığında, bu krizle benzer karakteristik özelliklere sahip olduğu gözlemlenmiştir. Rusya’nın, Soğuk Savaş dönemi yaşadığı kuşatılma algısından kurtulamadığı ve yakın coğrafyasında bu şekilde bir tehdit hissettiği zaman saldırgan politikalar izlediği sonucu varılmıştır. Öte yandan Kırım’da yaşananlar, büyük güçlerin kendi menfaatleri ve güvenlikleri söz konusu olduğunda güç kullanmaktan ve uluslararası hukuku hiçe saymaktan kaçınmadıklarının açıkça göstermiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 1 |