Türkiye’nin Akdeniz’e açılan kapısı olan Güney Anadolu tarihöncesi dönemden günümüze kadar yerleşime sahne olmuştur. Günümüzde dahi bu yerleşim önemini korumaktadır. Bölgede gerçekleştirilen yüzey araştırmaları ve kazılar sonucunda Güney Anadolu’nun iskân geçmişi Paleolitik, Neolitik ve Kalkolitik dönemlerde kadar gitmektedir. Bu çalışmaya Güney Anadolu’nun Adana, Antakya ve Mersin illeri dâhil edilmiştir. Ele aldığımız illerden Antakya’da Paleolitik döneme ait dokuz, Mersin’de bir yerleşme yerine, Adana’da ise bu döneme ait herhangi bir buluntuya şimdilik rastlanmamıştır. Söz konusu merkezlerin hiçbirisinde Paleolitik Çağ’dan sonra yaşandığı bilinen Epipaleolitik döneme ait buluntu ya da yerleşme yoktur. İnsanlık tarihi için çok önemli gelişmelerin yaşandığı Neolitik döneme ait bölgede yoğun bir iskânla karşılaşılır. Bu döneme ait Adana’da onyedi, Antakya’da ondokuz ve Mersin’de sekiz yerleşmenin varlığına rastlanmıştır. Son olarak maden devri olarak bilinen ve Anadolu’da şehirleşmenin başladığı dönem olan Kalkolitik Çağ’da ise bölgedeki iskân faaliyetleri artarak devam etmiştir. Bu döneme ait Adana’da yirmidokuz, Antakya’da otuzüç ve Mersin’de de altı yerleşim yeri bulunmaktadır. Bölgede tarihöncesi çağlarda rastlanan yerleşim yerlerinin çoğunun insan hayatının temel ihtiyacı olan sulak alanlara yakın bölgelerde kurulduğu tespit edilmiştir. Bu yerleşim yerlerine ışık tutan bilgilere bölgede yapılan yüzey araştırmaları ve kazılar sonucunda ele geçirilen buluntular sayesinde ulaşılır. Bu çalışmanın amacı Paleolitik dönemden Kalkolitik Çağ’a kadar olan zaman aralığında kazı çalışmaları ve yüzey araştırmaları yapılmış olan Adana, Antakya ve Mersin illerini geniş hatlarıyla ele alarak incelemek ve bundan sonraki çalışmalara kaynak teşkil etmesini sağlamaktır. Çalışmanın bir başka amacı ise Güney Anadolu’nun tarih öncesi dönemlerinden Paleolitik, Neolitik ve Kalkolitik Çağlardaki ilk yerleşim yerlerinin hangileri olduğu, bu yerleşim yerlerinin ne gibi değişkenlikler göstererek birbirinden ayrıldığını ve tespit edilen yerleşim yerlerinden elde edilen buluntular ile yerleşim yerlerine dair genel özelliklerinin daha net anlaşılmasını sağlamaktır.
Turkey's Mediterranean gateway to the southern Anatolian has become an attractive settlement for settlers throughout history since prehistoric times. Even today it is of great prominence as settlement. In result of surveys and excavations, It is understood that there were settlements in South Anatolia in the Paleolithic, Neolithic and Chalcolithic Periods. We encountered settlements belonging to Paleolithic Period nine in Antakya and one in Mersin, no finds of this period have been found in Adana. None of the mentioned centers have any finds or settlements belonging to the Epipalaeolithic Age known to have lived after the Paleolithic Age. The region is encountered with a dense settlement belonging to the Neolithic turn of events, which are very important for the history of humanity. settlements belonging to Neolithic seventeen in Adana, nineteen in Antakya and eight in Mersin. Finally, in the Chalcolithic Age, which is known as mine devolution and the beginning of urbanization in Anatolia, settlement activities in the region continued to increase. Settlements belonging to Chalcolithic – twenty-nine in Adana, thirty-three in Antakya and six in Mersin. It was identified that most of prehistoric settlements were established in areas close to wetlands which is basic need of human life. Information which sheds light on these settlements is reached thanks to findings acquired as a result of surface surveys and excavations carried out in these areas. The aim of the study is to determine which of the first settlements of Southern Anatolia were in prehistoric times and how the region displayed an image.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2020 |
Gönderilme Tarihi | 2 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |
OANNES Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. (CC BY NC)
Dergimize yalnızca Eskiçağ Tarihi, Arkeoloji ve Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri alanlarından yayın kabulü yapılmaktadır. Diğer alanlardan gönderilen yayınlar değerlendirmeye alınmamaktadır.