Alexander the Great died in Babylon in 323 BC without clearly naming an heir to his throne, which led to political tension among the senior Macedonian generals. The uncertainty over Alexander’s successor threatened the unity of the empire. These generals, each with different political agendas, sought to legitimize their authority—some by establishing genealogical links to Philip II, and others by invoking the political legacy of Alexander. Meanwhile, some developed their political strategies by employing anti-Persian rhetoric rooted in historical grievances. Among the most prominent of these generals was Ptolemy I Soter, who used anti-Persian discourse to solidify his position among his rivals. This rhetoric significantly influenced the political structure established during the Babylonian meeting held immediately after Alexander's death.
Ptolemy's anti-Persian policies persisted and grew in influence during his tenure as the satrap of Egypt. His references to the long-standing tensions between the Achaemenid Persians and both the Greeks and Egyptians—dating back nearly two centuries—helped him craft a powerful political narrative. By leveraging this historical memory, Ptolemy was able to strengthen his position.
Therefore, examining the long-term development of anti-Persian historical memory provides a deeper understanding of Ptolemy's political strategy. Unlike other studies, this research aims to explore Ptolemy’s anti-Persian stance both during the Babylonian meeting and in Egypt, focusing on how anti-Persian sentiment shaped critical political processes from the early period of the Achaemenid Empire onwards.
Ptolemy Diadochs Anti-Persianism Alexander the Great Greeks Historical Memory
Pers İmparatorluğu’na son veren Büyük İskender (III. Aleksandros) MÖ 323 tarihinde Babil’de hayata gözlerini yumduğunda onun kurduğu imparatorluğun bütünlüğü de tehlikeye girmişti. Zira İskender’in kendinden sonra kimin tahta geçeceğini açık olarak işaret etmemesi imparatorluk topraklarının nasıl yönetileceği hususunda büyük tartışmaların yaşanmasına yol açmıştı. Meselenin tarafları İskender’in daha sonra Diadokhoi (Ardıllar) olarak bilinecek kıdemli generalleriydi. Her biri farklı politik hedeflerle hareket eden generaller bazen II. Philippos’la soy bağı kurmaya çalışarak bazen de Büyük İskender’in politik mirasını sahiplenerek kendi pozisyonlarını meşru göstermeye çalışıyorlardı. Ancak Pers karşıtı tarihsel referanslar üzerinden söylem geliştirerek siyaset yapanlar da vardı. Bunlardan en bilineni I. Ptolemaios Soter idi. Onun Persleri “öteki” olarak gösteren tutumu İskender’in ölümünden hemen sonra yeni kralı belirlemek amacıyla gerçekleşen Babil Toplantısında alınan kararları önemli ölçüde etkilemişti. Ptolemaios Mısır’da satrap olarak hanedanlığını meşru bir zeminde kurumsallaştırmaya çalıştığı süreçte de Pers karşıtı tarihi belleği kullanmıştı. Bu politik tutumun dönemin reel politiğinde büyük bir etki yaratması Perslerin Hellen ve Mısırlılar ile kurduğu yaklaşık iki yüzyıllık ilişkinin sorunlu yanlarıyla ilgiliydi.
Dolayısıyla Pers karşıtı tarihi belleğin uzun erimli gelişim sürecinin incelenmesi Ptolemaios’un politik yaklaşımının farklı bir boyutuyla anlaşılmasını sağlayacaktır. Çalışmamız bu noktadan hareketle, diğer çalışmalardan farklı olarak, Ptolemaios’un hem Babil Toplantısında hem de Mısır’da benimsediği Pers karşıtı politik tavrını, Akhaimenid İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinden itibaren kritik politik süreçlerde araçsallaştırılan Pers karşıtı bellek üzerinden irdelemeyi amaçlamaktadır.
Ptolemaios Diadokhlar Pers Karşıtlığı Büyük İskender Hellenler Tarihi Bellek
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eskiçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 6 Sayı: 2 |
OANNES Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. (CC BY NC)
Dergimize yalnızca Eskiçağ Tarihi, Arkeoloji ve Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri alanlarından yayın kabulü yapılmaktadır. Diğer alanlardan gönderilen yayınlar değerlendirmeye alınmamaktadır.