Antik Mezopotamya’da Eski Babil döneminden itibaren yazılan Enūma Anu-Enlil, En önemli göksel inceleme ve kehanet serilerindendir. Bu seri 70 tabletten ve yaklaşık 7000 kehanetten oluşmaktadır. Kehanetler, gök cisimleri ve takımyıldızları ile ilgilidir. Bunlar; Ay/Nann Suen-Sin, Güneş/Utu-Šamaš, Venüs/İnanna-İştar, Jüpiter/Marduk, Mars/Nergal, Merkür/Nabu, Ninurta/Satürn, İşkur/Adad’tır. Bu serideki önemli kehanet bölümlerinden bir tanesi Güneş veya Utu/Šamaš ile ilgili kehanetlerdir. Utu/Šamaš, antik Mezopotamya inanışlarında Güneş tanrısıdır. Serinin 23-30 arası 8 tableti Güneş ile ilgili kehanetleri barındırır. Kehanetler genel olarak; Güneşin doğuşundaki veya batışındaki pozisyonu, diğer gezegen ve takımyıldızları ile birleşimi veya yakınlığı/uzaklığı, Güneşin rengi, Güneşin ışıklarının rengi ve Güneşin bulutlar veya bulut kümeleri ile doğuşu veya batışı ile ilgilidir.
Antik Mezopotamya kâhinleri, kehanette bulunurken koşullu ve sonuçlu cümleler kullanmışlardır. Kehanette bulunmalarının sebebi ise hem dini hem de gelecekten haberdar olma isteğidir. Babil Yaratılış Destanı Enūma Eliš’te tanrı Marduk, Tiamat’ı öldürdükten sonra tanrılara ve tanrıçalara gezegenler veya istasyonlar vermiştir. Bu gezegenler bir bakıma tanrıların bir tezahürü sayılmıştır. Bu bağlamda dönemin insanına göre gezegenlerin hareketleri tanrılardan bir mesaj olarak algılanmıştır. Çoğu Kehanetin gerçekleşme ihtimali bilimsel olarak neredeyse imkânsızdır. Fakat dönemin siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik hayatı ile ilgili önemli bilgilere kehanetlerden ulaşmak mümkündür. Öte yandan antik Mezopotamya kâhinleri, kehanetleri toplumu kontrol ve itaat altında tutmanın bir yolu olarak kullanmışlardır.
Written in ancient Mesopotamia from the Old Babylonian period onwards, the Enūma Anu Enlil is one of the most important series of celestial observations and omens. This series consists of 70 tablets and around 7,000 omens. The omens are related to celestial bodies and constellations, including the Moon (Nanna/Sin), the Sun (Utu/Šamaš), Venus (Inanna/Ishtar), Jupiter (Marduk), Mars (Nergal), Mercury (Nabu), Saturn (Ninurta), and Adad (Iskur).
One of the significant sections in this series is the omens related to the Sun, or Utu/Šamaš, the Sun god in ancient Mesopotamian beliefs. Tablets 23-30 of the series contain omens concerning the Sun. These omens generally relate to the Sun’s position at rising or setting, its conjunction with other planets and constellations, its proximity or distance from them, the color of the Sun, the color of its rays, and whether the Sun rises or sets with clouds or cloud clusters.
The diviners of ancient Mesopotamia used conditional and consequential sentences in their omens. Their reasons for creating omens were both religious and driven by a desire to be aware of the future. In the Babylonian creation epic Enūma Eliš, after Marduk killed Tiamat, he assigned planets or stations to the gods and goddesses. In this way, the planets were considered manifestations of the gods. For the people of the time, the movements of the planets were seen as messages from the gods.
While many of the omens are scientifically impossible to realize, they provide valuable insights into the political, cultural, social, and economic life of the period. Additionally, the diviners of ancient Mesopotamia used omens as a tool to maintain control and obedience within society.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sümeroloji, Eskiçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 6 Sayı: 2 |
OANNES Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. (CC BY NC)
Dergimize yalnızca Eskiçağ Tarihi, Arkeoloji ve Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri alanlarından yayın kabulü yapılmaktadır. Diğer alanlardan gönderilen yayınlar değerlendirmeye alınmamaktadır.