Sürdürülebilir kalkınma, çevresel tahribatların artmaya başlaması ile birlikte daha dikkat çekici ve üzerinde daha çok durulan bir konu haline gelmiştir. Çevre ve ekonomi arasında bir dengenin sağlanması gerektiği sürdürülebilirlik anlayışının temelini oluşturmaktadır. Nüfusun hızla artması ile birlikte tarım ürünlerine olan talep artışı, yeni üretim modellerinin ortaya çıkışını hızlandırmıştır. Bu yeni üretim modelleri sürdürülebilir kalkınmanın odağı haline gelmiştir. Dünyada bu gibi olumlu değişmeler ve gelişmeler yaşanırken, ülkelerin doğal kaynakları hızla tüketmesi ve ekolojik dengeye zarar vermesi olumsuz bir gidişatı temsil etmektedir. Bu kötü gidişatın anlaşılması biraz geç olsa da ülkeler hammaddelerin tükendiği ve bu stratejiden vazgeçilmesi gerektiği konusunda hemfikir olmuşlardır. Yenilenebilir kaynakların ülke ekonomisine artı bir değer kazandırması ve doğaya zarar vermemesi tercih edilebilirliğini arttırmaktadır. Biyoekonomi kavramı bu noktada önem kazanmaya ve benimsenmeye başlamıştır. Bilgi temelli bir ekonomiyi savunan bu terim biyoteknolojik uygulamaları gündeme getirmiştir. Bu inovasyon faaliyetleri sayesinde biyolojik kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve tarım sektörünün rekabet edilebilirliği arttırılmıştır. Bu çalışmada sürdürülebilir kalkınma faaliyetlerine tarımsal açıdan bakılarak, biyoekonomi kavramının önemi ve uygulama alanları vurgulanmaya çalışılmıştır. Türkiye’de biyoekonomik faaliyetlerin tarım sektörü alanında daha işlevsel hale gelebileceği ve bu yönde yeni projelerin üretilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Sustainable development has become a more remarkable and emphasized issue with the increasing environmental damage. The need to maintain a balance between the environment and the economy forms the basis of the understanding of sustainability. With the rapid increase in population, the increase in demand for agricultural products has accelerated the emergence of new production models. These new production models have become the focus of sustainable development. While such positive changes and developments are taking place in the world, countries rapid consumption of natural resources and damage to ecological balance represent a negative trend. Although it is a little late to understand this bad course, countries have agreed that raw materials are running out and this strategy should be abandoned. The fact that renewable resources add a positive value to the country’s economy and do not harm the nature increases their preferability. The concept of bioeconomy has begun to gain importance and be adopted at this point. This term, which advocates a knowledge-based economy, has brought biotechnological applications to the agenda. Thanks to these innovation activities, the sustainable management of biological resources and the competitiveness of the agricultural sector have been increased. In this study, the importance of the concept of bioeconomy and its application areas have been tried to be emphasized by looking at sustainable development activities from an agricultural perspective. It has been concluded that bioeconomic activities in Turkey can become more functional in the agricultural sector and that new projects should be produced in this direction.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2022 |
Gönderilme Tarihi | 10 Aralık 2021 |
Kabul Tarihi | 6 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 3 |