International treaties are significant instruments in building inter-state relations. They may maximise states' interest when used correctly or may jeopardise their images in the eyes of the national and international community. The Istanbul Convention has been a test for Turkiye in this context. Turkiye, the host of the meeting of the Committee of Ministers of the Council of Europe in 2011, made an achievement in human rights since she launched the first independent initiative to prevent violence against women under the umbrella of the Council of Europe. Contrary to this progress, the withdrawal from the Convention as one of the early actions of the presidential government system passed in 2018 negated Turkiye's human rights image. This study deals with Turkiye's adventure of the Istanbul Convention and the present and prospective effects of withdrawal from the Convention. Bringing the Convention and the gains achieved based on this Convention into question negatively affected both Turkiye and Turkish society. Some developments based on quantitative data support this argument. After the May 2023 elections, in which the stability environment was confirmed, it is needed to exercise due care not to make national regulations based on the Istanbul Convention and the international agreements to which Turkey is a party, mainly those concluded in the field of human rights, be agenda items in politics in a way that will adversely affect the rights and interests of Turkey and Turkish citizens. An attitude to be taken in this direction will be beneficial for the country's image in the international community as well as the interest of Turkish society.
Istanbul Convention Turkiye Council of Europe international law
Uluslararası andlaşmalar devletlerarası ilişkilerin geliştirilmesinde önemli enstrümanlardır. Doğru kullanıldığında devlet çıkarlarını maksimize edebilen andlaşmalar, aksi bir durumda ulusal ve uluslararası toplumda ilgili devletin imajını olumsuz etkileyebilir. İstanbul Sözleşmesi bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti için bir sınav mahiyetinde olmuştur. 2011’de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısına ev sahipliği yapan Türkiye, Avrupa Konseyi çatısı altında kadına yönelik şiddetin engellenmesine yönelik ilk müstakil girişimi başlatmasından dolayı insan hakları alanında bir başarıya imza atmıştır. 2018’de geçilen Başkanlık hükümet sistemindeki ilk icraatlardan birinin Sözleşme’den çekilmek olması da aynı oranda Türkiye’nin insan hakları görüntüsünü etkilemiştir. Bu çalışma, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi serüvenini, Sözleşme’den çekilmenin mevcut ve prospektif etkilerini konu edinmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nin ve buna dayalı olarak elde edilen iç hukuk kazanımlarının tartışmaya açılması, devletin ve milletin çıkarlarını olumsuz etkileyebilir. Nicel verilere dayalı bazı gelişmeler bu savı destekler mahiyettedir. İstikrar ortamının teyit edildiği Mayıs 2023 seçimleri sonrasında, İstanbul Sözleşmesi’ne dayalı olarak elde edilen iç hukuk kazanımları ile insan hakları alanındakiler başta olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası andlaşmaların, Türkiye’nin ve Türk vatandaşlarının hak ve menfaatlerini olumsuz etkileyecek şekilde politikada gündem maddesi yapılmamasına özen gösterilmesi gerekir. Bu yönde sergilenecek tavır, Türkiye’nin uluslararası toplumdaki imajı açısından önem arz etmekte olup, Türk toplumunun da çıkarına olacaktır.
İstanbul Sözleşmesi Türkiye Avrupa Konseyi uluslararası hukuk uluslararası andlaşmalar. uluslararası andlaşmalar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları, Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 8 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 24 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 2 |
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ
Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayınıdır.
SAMSUN