Yönetişim, 1990’lardan sonra hızla değişen kamu yönetimi disiplininin idare eylemleri yerine koyduğu yeni bir olgudur. Yönetişim en yalın anlamıyla kamu hizmeti üretilirken kamu hizmeti alan grupların da bu üretim sürecinin karar aşamasına dahil olması, fikrinin sorulması, taleplerinin alınması gibi öğeleri içeren bir paradigmadır. Literatüre bakıldığında iyi yönetişim ve kötü yönetişim gibi iki farklı kavramın da bu paradigmadan doğduğu görülmektedir. İyi yönetişim, açık, hesap verebilen, yurttaştan gelen talebi dinleyen ve hizmet alan tüm gruplar ile etkileşim halinde olan bir yönetim anlayışını ifade eder. Yeni Kamu Yönetimi ekolünün de söylediği etkin, etkili ve verimli bir kamu yönetiminin tahsis edilebilmesi için gerekli ortamı da sağlayabilen bu yönetim anlayışı demokratik bir yönetim için de olmazsa olmaz görünmektedir. Buna karşın kötü yönetişim ise iyi yönetişimin tam tersi bir noktada gelişen bir yapıdır. Hukukun üstünlüğünün zedelendiği, karar alma mekanizmalarından hizmet alanların dışlandığı, bireylerin bilgi alma haklarının kısıtlandığı, yönetimsel istikrarsızlık ve yozlaşmanın arttığı bir yönetim sorunudur. Bu çalışmanın amacı da ülkemizde faaliyet gösteren Kamu Denetçiliği Kurumu’nun aldığı kararların incelenerek kötü yönetişim olgusunun ortadan kaldırılması konusundaki işlevini gözlemleyebilmektir. Bu doğrultuda önce kötü yönetişim olgusunun literatürdeki özellikleri saptanacak ve içerik yöntemi ile Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kararları gözden geçirilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Ombudsman Akademik 13. Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ocak 2021 |
Kabul Tarihi | 28 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 13 |