In this article, three problems that play an active role in the understanding of the fifteenth verse of Surah Hajj are examined. These three problems are: 1. The determination of subject that is meant with the preposition of “مَنْ” that is the first word of verse. 2. The determination of subject that is meant with the preposition of “هُ”. 3. Understanding of felyemdüd bi sebebin ile’s-semâi (فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ اِلَى السَّمَٓاءِ) compound in the verse. Approaches of commentators with regard to solution of problem are in two ways: i. The Approach which is based on the reason of revelation ii. The Approach which is based on the context of verse. Ancient Muslim theologians and scholars embraced the idea of following up the reason of revelation because of the fact that they think the relevant verse is understood correctly by this method. As for that contemporary theologians and scholars, they have two different approaches. Some of them comment the relevant verse with regard to the reason of revelation while the others comment with regard to the context of verse. Consequently, Muslim theologians and scholars who follow up idea of the reason of revelation about the problems as mentioned above think that it is meant Gataf and Asad tribes with the preposition of (من) and is meant the Prophet, the religion of Islam and every body who support Islamic religion with the pronoun of hû (ه). According to Muslim theologians and scholars who embrace the idea of siyak-sibai relationship think that a hesitant person who has a belief in faith-denial limits is meant with preposition of (مَنْ ) in the verse and every body who despairs of Allah’s help and thinks that Allah will not give him or her sustenance is meant with the pronoun of hû (هُ) in the verse. There are different opinions about the meaning of felyemdüd bi sebebin ile’s-semâi (فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ اِلَى السَّمَٓاءِ) compound in the verse between commentators. When explaining mentioned verse, different interpretations of commentators and varied criterias which are put forward show that, when considering the verses, not only the reason of revelation but also the context of them should be analyzed owing to the fact that the verses have been organized by the use of revelation.
Bu makalede Hacc Sûresi 15. âyetin anlaşılmasında etkin rol oynayan üç problem araştırma konusu yapılmaktadır. Bu üç problem şunlardır: 1. Âyetin ilk kelimesi olan men (مَنْ) edatı ile kimin kastedildiği. 2. Âyette geçen hû (هُ) zamirinin merciinin tespiti. 3. Âyetteki felyemdüd bi sebebin ile’s-semâi (فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ اِلَى السَّمَٓاءِ) terkibinin anlaşılması. Müfessirler, söz konusu problemlerin çözümüne yönelik olarak âyete sebeb-i nüzûl ve siyâk-sibâk (bağlam) eksenli olmak üzere iki şekilde yaklaşmaktadır. Kadîm ulemâ, araştırmamıza konu olan âyetin doğru biçimde anlaşılması için sebeb-i nüzûlden faydalanma yolunu benimsemiştir. Çağdaş âlimler ise âyetin anlaşılmasında ikiye ayrılmakta, bazıları nüzûl sebebine bağlı olarak, bazıları da siyâk-sibâk ilişkisinden hareketle onu yorumlamaktadır. Neticede, yukarıda sözü edilen problemlere sebeb-i nüzûl eksenli yaklaşan müfessirler, âyetteki men (مَنْ ) edatı ile Esed ve Gatafan kabilelerinin kastedildiğini ve hû (هُ) zamirinin merciinin de Hz. Peygamber (s), İslâm dini veya İslâm dinine destek olan herkes olduğunu söylemektedir. Siyâk-sibâk ilişkisini esas alan âlimlere göre ise, âyetteki men (مَنْ ) edatı ile kastedilen, iman-inkar sınırında tereddütlü bir inanca sahip olan bireydir; hû (هُ) zamirinin mercii de Yüce Allah’ın yardımından ümit kesen ve O’nun kendisine rızık vermeyeceğini düşünen herkestir. Âyetteki felyemdüd bi sebebin ile’s-semâi (فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ اِلَى السَّمَٓاءِ) terkibinin anlamı hakkında ise müfessirler arasında farklı görüşler söz konusudur. Müfessirlerin bu âyeti açıklarken esas aldıkları değişik kriterler ve ortaya koydukları farklı yorumlar göstermektedir ki, âyetler anlaşılırken sebeb-i nüzûl rivayetlerine bakmanın yanında siyâk-sibâk ilişkisinin de mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Zira Kur’ân âyetleri vahiy yoluyla tertip edilmiştir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 11 Mayıs 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 37 |