Kelam metoduna karşı çıkan Selefiyye’nin bir mensubu
olmakla birlikte sonraki dönemde kısmen bu yöntemi benimsemiş kişiler arasında
yer alan İbnü’l-Cevzî, diğer birtakım itikadi konuların yanında akıl meselesini
de incelemiştir. Bu konuyu kimi zaman müstakil başlıklar altında kimi zaman ise
farklı bir meselenin içeriğine bağlı olarak ele alan müellif, aklın mahiyeti,
işlevi, değeri, nakil, hikmet ve taklid ile ilişkisi gibi konular hakkında
görüş beyan etmiştir. Konuyla ilgili düşüncelerini kelamcı kimliğinin yanında
bir ahlakçı hüviyeti ile de ortaya koyan müellif, aklın değerini fonksiyonu
üzerinden açıklamış, onun tek başına bütün meseleleri çözüme kavuşturan bir
kaynak olmayıp, kimi alanlarda nakle de ihtiyacı bulunduğunu ifade etmiştir.
Bununla birlikte pek çok konuda akıl ve şeriat birlikteliğine de atıf yaparak
onların birbirlerini teyid ettiğini ortaya koymuştur. O, insanın ilahi emir ve
fiillerdeki hikmeti çözdüğünde bunda derinleşmesini, kavrayamadığı hususlarda
ise aklıyla hakîm olduğu bilgisine ulaştığı Allah’a teslimiyet göstermesi
gerektiğini belirtmiştir. Fıkıh alanında hoş görmekle birlikte itikadi sahada
sergilenen taklide karşı çıkmış, ancak bunun alternatifinin tamamen aklı
önceleyen bir kelami sistem değil, sınırlarını bilen ve itidal üzere hareket
eden bir akli düşünce olduğunu savunmuştur.
Although Ibn Al-Jawzi was a member of Salafiyya, who
opposed the theological method, was among the people who had adopted this
method partially in the following period, has also examined the issue of
reason, in addition to a number of other issues of belief. The author who
examines this subject sometimes under the individual headings and sometimes
under different topics depending on the content of the subject, has expressed
his views on issues such as the nature of reason, its function, its value, its
relation to the revelation, wisdom and taqleed. The author, who revealed his
thoughts about the subject with an identity of moralist besides the identity of
theologian, has explained the value of the reason through its function, and
stated that it is not a source of solving all the problems by itself, and that
it needs Sharia in some areas. At the same time, he has pointed out that they
support each other by pointing out the unity of reason and shari’a in many
matters. He has stated that when man realizes wisdom in divine commands and
actions, he should deepen in it, when he can not comprehend it, he must submit
to God, who has reached with reason the knowledge that he is wise. Although he
tolerated in the fiqh area, has opposed the taqleed was exhibited in the field
of belief, however, he has argued that the alternative is not a purely rational
theological system, but a mental thought that knows its limits and acts in a
way of sobriety.
Ibn Al-Jawzi Salafiyya Reason Revelation Wisdom Taqleed Salafiyya
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 8 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 44 |