Türk-İslâm Medeniyet tarihimizde gelişen ilmî fikrî zenginliğe katkıda bulunan şahsiyetlerden biri de 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başında yaşamış olan Osmanlı döneminin önemli âlimlerinden Amasyalı Âkifzâde Abdurrahim Efendi (ö.1232/1817)’dir. O, ilmî kişiliğinin yanı sıra tasavvufî yönü de olan bir kimsedir. Çünkü o, diğer eserlerinin yanı sıra tasavvufa dâir müstakil telifler de kaleme almıştır. Onun Muhimmâtu’s-sûfiyye adlı eseri bir fakihin tasavvufî konuları, fıkhî perspektiften yorumlaması bakımından önemlidir. Söz konusu eserden yola çıkarak müellifin zikrettiği bazı tasavvufî kavramlar bu makalede detaylı olarak ele alınacaktır. Bahsi geçen eserin makalemize konu olmasının en önemli sebebi, müderrislik ve müftülük gibi vazifeler yapmış olan Osmanlı son dönem âlimlerinden olan Âkifzâde Abdurrahim Efendi’nin tasavvufî konuları yorumlayış biçimini daha yakından tanımaktır. Çünkü söz konusu eserde, ilgili konular Kur’ân ve sünnet çerçevesinde tasavvuf klasiklerinden atıflar yapılarak verilmiştir. Âkifzâde Abdurrahim Efendi Amasya’da doğmuş, İstanbul’da vefat etmiştir. Şehzâdebaşı Camii’nin hazîresinde medfûndur. Fakat mezar taşı kitabesi tespit edilememiştir. Amasyalı olan müellif, doğup büyüdüğü bu şehrin kültürel ortamından etkilenmiştir. Babası ve dedesinin hatta diğer dedelerinin âlim ve sâlih zevât olması, Âkifzâde Abdurrahim Efendi’nin ilmî ve sûfî kişiliğinde tesirli olduğunu söylemek mümkündür. Bu anlamda o, Samsun’un Lâdik ilçesinde medfûn Şeyh Seyyid Küçek Ahmed-i Kebir er-Rifâî soyundan gelmektedir.
One of the personalities to contribute to the scientific-intellectual wealth in Turk-Islamic history is ÂkifzâdeAbdurrahim Efendi (d.1232/1817) from Amasya, who had been one of the prominent scholars of the Ottoman era, and lived in late 18th century and early 19th century. Besides his scholar aspects, he also possessed a sufistic personality because he wrote books pertaining to sufism together with his independent works. His work titled “Muhimmâtu’s-sûfiyye” is significant as it is an example of a scribe interpreting sufistic matters from an Islamic-law perspective. Some notions cited by the author will be discussed in detail by taking the work in question as a starting point. The most substantial reason why the work in question is the subject of the article is the desire for a better understanding how Âkifzâde Abdurrahim Efendi who was one of the scholars in the latter years of Ottoman state, has served as a mudarris and mufti interpreted certain matters relevant to sufism in that the work in question discusses the relevant matters from the perspective of Qur’an and Islamic tradition while referring to sufi classics. Âkifzâde Abdurrahim Efendi was born in Amasya and passed away in Istanbul. He has been buried in Şehzâdebaşı Mosque. His epitaph, however, is nowhere to be found. The author who is from Amasya and has grown up there has been affected by the culture of his hometown. His father, grandfather and even his great grandfathers were scholars and righteous people and this situation surely had an impact on the scientific and sufistic personality of Âkifzâde Abdurrahim Efendi. He is a descendant of Sheikh Seyyid Küçek Ahmed-i Kebirer- Rifâî buried in Ladik district of Samsun.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 6 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 47 |