Beyânî İ‘câz daha çok Ḳur’ân’ın dil ve üslup yönünü inceleyen, onun Allah tarafından olduğunu ispatlayan ve bir insan tarafından yazılmasının imkânsızlığını ortaya koymaya çalışan bir ilimdir. İʻcâzu’l-Ḳur’ân hakkında ilk olarak hicri ikinci asrın sonu ve üçüncü asrın başında konuşulmaya başlanmıştır. Bu olgunun gündeme gelmesi de Arap olmayan toplulukların İslâm’a girmesi, Arapçanın canlılığının zayıflaması, Ḳur’ân-ı Kerim’e dil uzatan bozuk fikirlerin İslâm dünyasına girip yaygınlık kazanması gibi sebeplerden dolayı olduğu söylenebilir. Böyle olunca birtakım iddialara cevap vermek için âlimler, Ḳur’ân’ın belagatle ilgili yönlerini ortaya çıkarma ihtiyacı duymuşlardır. Eski ve yeni âlimlerin çabaları; Kur’ân-ı Kerim’in anlatım inceliği, muhteşem belâgati ve üstün üslubu açısından bazı meziyetlerini göstermeye odaklanmıştır. Bu makale de; önceki âlimlerin yazdıklarının bir özetini toplamaya çalışması ve buna özel bir karakter ve farklı bir üslup katması, anlatım kolaylığını ve Kur’ân'ın anlatımının güzelliğini ortaya koyması bakımından önem arz etmektedir. Ayrıca bu çalışmada Kur’ân’ın beyânî i’câzı açıklığa kavuşturulmaya çalışılmış ve mü’minlerden korku ve üzüntüyü kaldıran âyetlerdeki belâgat güzelliğinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir.
Çalışmamızda, mü’minlerden korku ve üzüntüyü nefyeden âyetleri ele alıp onları belâgat açısından inceledik ve bu âyetlerdeki Kur’ân’ın beyânî iʻcâzını göstermeye çalıştık. Sonra söz konusu âyetlerde geçen “ḫavf” ve “ḥuzn” kavramlarını analiz ettik ve onlardaki beyânî iʻcâzı açıkladık. Daha sonra da Kur’ân nazmının büyüklük ve yüceliğini göstermek için bu kavramlarla lügatteki benzer ifadeler arasında karşılaştırmalar yaptık.
En önemli sonuçlar şunlardır: Birincisi: Mü’min Allah’ın şeriatına uyduğunda, Allah onu korku ve üzüntünün zararlarından korur. İkincisi: Mü’minlerden korku ve üzüntüyü gidermek, belirli bir zamana özgü değildir, her zaman mü’minlerden uzaklaştırılır. Üçüncüsü: Kur’ân-ı Kerim’de geçen her kelime bulunduğu yere uyumludur ve başka hiçbir kelime veya harf orada bulunan kelime ve harflerin yerine geçemez. İşte bu da beyânî iʻcâzın anlamıdır.
The rhetorical miraculousness clearly shows the magnificence of the Holy Quran. The inability of people to come up with a surah parable from its surahs is proven by visible and concrete evidence or a few verses of its verses. There is no wonder in that, for it is the words of Allah that the falsehood does not come from its hands nor from behind it, the download of the Mighty and the Hamid, and this distinguishes the rhetorical interpretation from other interpretations.
It proves, with evidence and examples, that it is not possible to replace one word with another even if we search in all the Arabic dictionaries. The efforts of old and new scholars have been focused on showing some of the advantages of the Holy Quran, in terms of accuracy of expression, eloquence of systems, and excellence of sentence. The importance of this article lies in that it tries to collect a summary of what the early scholars wrote, and adds to it a special character and a distinctive sentence, that combines ease of expression and showing the beauty of Quranic expression.
The article also tries to clarify a part of the rhetorical miracle of the Holy Quran, and it is concerned with highlighting the beauty of the Quranic systems by presenting some of the rhetorical indications in the verses that deny fear and sadness from the believers.
As for the methodology of the study: It was by following the verses that denied fear and sadness from the believers, then studying them in rhetorical research; to show the miracle of the Quranic rhetoric in those verses; and then analyzing the formula that came in denying fear and sadness from the believers and clarifying what is in it of a rhetorical miracle; then we compared between that formula and the similar ones in the language; to show us the greatness and beauty of the Quranic system.
The most important results are: Firstly, the believer, when he adheres to the law of Allah, Allah protects him from the harms of fear and sadness. Secondly denying fear and sadness from the believers is not specific to a time without another, for it is denied by the believers always. Thirdly every word in the negation formula that came in the Quran came appropriate for its place and no word or letter can take its place, and this is the concept of rhetorical miracle.
إن الإعجاز البياني للقرآن الكريم هو الدقة في اختيار كلماته، بحيث تكون كل كلمة في مكانها المناسب، ولا يمكن لأي كلمة أخرى أن تقوم مقامها ولا أن تؤدي تلك المعاني الرائعة والصور البديعة التي تؤديها تلك الكلمة، فيظهر عندها البيان القرآني بمظهرٍ إعجازي يدل على أن هذا القرآن وحي من عند الله سبحانه لا شبهة في ذلك ولا ريب.
لقد انصبت جهود العلماء قديما وحديثا حول إظهار بعض مزايا القرآن الكريم، من ناحية دقة التعبير، وجزالة النظم، وروعة الأسلوب، وتكمن أهمية هذه المقالة في كونها تحاول أن تجمع نبذة مما كتبه الأوائل، وتضيف إليها طابعا خاصا، وأسلوبا متميزا، يجمع بين سهولة العبارة، وإظهار جمال التعبير القرآني، كما تحاول هذه الدراسة توضيح طرف من الإعجاز البياني للقرآن الكريم؛ وتعنى بإبراز جمالية النظم القرآني من خلال عرض بعض الدلالات البيانية في الآيات التي نفت الخوف والحزن عن المؤمنين.
أما منهج الدراسة: فقد كان بتتبع الآيات التي نفت الخوف والحزن عن المؤمنين، ثم دراستها دراسة بيانية؛ بهدف إظهار إعجاز القرآن البياني في تلك الآيات؛ ثم تحليل الصيغة الواردة في نفي الخوف والحزن عن المؤمنين وتوضيح ما فيها من إعجاز بياني؛ ثم قارنا بين تلك الصيغة الواردة والصيغ المشابهة لها في اللغة؛ ليتبين لنا عظمة النظم القرآني وروعته.
أبرز النتائج: أولا: المؤمن عندما يستقيم على شرع الله يحميه الله من أضرار الخوف والحزن. ثانيًا: نفي الخوف والحزن عن المؤمنين لا يختص بزمان دون آخر، فهو منفي عن المؤمنين دائما. ثالثًا: كل كلمة في صيغة النفي التي وردت في القرآن الكريم جاءت ملائمة لمكانها ولا يمكن لأي كلمة أو حرف أن يقوم مقامها، وهذا هو مفهوم الإعجاز البياني.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 56 |