In this article, shopping malls
which are on the centre of modern urban life were characterized as symbolic
spaces of multiple experiences. In these places urban dwellers can experience a
lot of things at the same time and space. By this way shopping malls, provides
an isolated and sterilized social environment. They increase their
functionality, by providing various experiences which are deeply different from
each other under one roof to fascinate and attract the masses. From this point
of view it is observed that, for many people, shopping malls had been
transformed to a medium of socialization rather than being a space for
socialization. In this work, this
fictional or symbolic experience provided by shopping malls, were analysed in a
critical point of view within the perspectives of neoliberalism,
publicity/public space, manipulation of consumption and commodification of
cultural values. As a result of research the article concluded that shopping
malls serve to escape from the dullness of daily life routines by providing
means of satisfaction such as prestige, status, identity formation and areas of
spending time for entertainment, playing games, resting, relaxing and watching.
Bu çalışmada modern kent
yaşamının merkezinde yer alan alışveriş merkezleri; çoklu deneyimin sembolik
mekânları olarak nitelendirilmektedir. Buralar kent sakinlerinin birçok şeyi
aynı çatı altında, eşzamanlı olarak deneyimleyebildiği mekânlardır. Bu yönüyle
alışveriş merkezleri yalıtılmış ve steril bir sosyal ortam sunmaktadırlar. Bu
şekilde kitleleri büyüleyerek daha yoğun olarak kendilerine çekebilmek için
birbirinden alabildiğince farklı deneyimleri tek bir çatı altında sunarak
işlevselliklerini arttırmaktadırlar. Bu açıdan düşünüldüğünde, alışveriş
merkezlerinin pek çok insan için sosyalleşme mekânı olmanın ötesinde başlı
başına bir sosyalleşme vasıtasına dönüştükleri gözlenmektedir. Çalışmada
alışveriş merkezlerinin sunmuş olduğu bu kurgusal ya da sembolik deneyim;
neoliberalizm, kamusallık/kamusal alan, tüketimin manipülasyonu ve kültürel
değerlerin metalaşması perspektiflerinden eleştirel bir bakış açısıyla ele
alınmaktadır. Araştırma sonucunda alışveriş merkezlerinin eğlenme, dinlenme,
seyretme/izleme, vakit geçirme, oyun oynama, statü/prestij ve kimlik edinme
gibi tatmin vasıtaları sayesinde gündelik yaşamın sıkıcılığını, rutinliğini
aşmaya hizmet ettiği sonucuna varılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 14 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 9 Sayı: 16 |