In this study, we focus on how the conservatism is
manifested by revealing the differences between the urbanization and
urbanization, and the differences between the East and the West. In this context,
the concept of conservatism be broadly defined and then the concept of urban
conservatism be emphasized. Finally, the aim of the study is to make a
comparison and try to understand the historical change of the urbanization
process of the Islamic world. In order to achieve this aim, the study be
prepared by using primary and secondary data obtained from domestic and foreign
sources. As a result, it is seen that there is a mutual relationship between
cities and civilizations and Muslim conservatism is closely related to the
changing urbanization phenomenon. It has been determined that the West
completed the phenomenon of urbanization long ago and parallel to this, the
conservative attitudes developed differently. On the other hand, with the
degeneration of the phenomenon of migration, distorted construction and
civilization, it was concluded that Muslims remained in the village-urban
dilemma, which in a way led to the conflict between tradition and modernism. In
addition, social reflex, imitation (acceptance of the sect ready in the
family), the influence of the scholar in that geography and the spread of
emigration, migration, emergence of a number of crises and breaks in the
historical process, and as mentioned in the last analysis, the status of adopting
sectarian identity as a general city It is closely related to the perception
and attitude of sect in life.
Bu çalışmada kentleşme ve kentlileşme kavramları bağlamında Batı-Doğu
arasındaki farklılıklar da ortaya konularak incelenmiştir. Ayrıca
muhafazakârlığın ne şekilde tezahür ettiği ve mezhep algısının bu bağlamda
nasıl bir süreç geçirdiği üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda çalışmada geniş bir
şekilde muhafazakârlık tanımı yapılarak, ardından kent muhafazakârlığı kavramı
üzerinde durulmuştur. Bu amaçları gerçekleştirmek üzere çalışma yerli ve
yabancı kaynaklardan elde edilen birincil ve ikincil verilerden faydalanarak
hazırlanmıştır. Sonuç olarak şehirler ve medeniyetleri arasında karşılıklı bir
ilişkinin söz konusu olduğu ve Müslüman muhafazakârlaşmasının değişen
kentlileşme olgusu ile yakından ilgisi olduğu görülmüştür. Batının kentlileşme
olgusunu çok önceden tamamlamış olduğu ve buna paralel olarak muhafazakârlık
tutumlarının farklı geliştiği tespit edilmiştir. Diğer taraftan göç, çarpık
yapılaşma ve medeniyet olgusunun yozlaşması ile birlikte Müslümanların köy-kent
ikileminde kaldığı ve bunun da bir bakıma gelenek-modernizm çatışmasını
doğurduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca toplumsal refleks, taklit (ailede hazır
halde bulunan mezhebi kabulleniş), o coğrafyada bulunan âlimin etkisi ve
fikirleriyle oluşan mezhep, göçler, tarihi süreçte ortaya çıkan bir takım krizler
ve kırılmalar ve son tahlilde zikri geçen ifadelerde olduğu gibi mezhebi bir
kimlik olarak benimsememe durumları genel şehir hayatı içerisindeki mezhep
algısını ve tutumunu yakından ilgilendirmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 12 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 14 Sayı: 20 |