Self-oryantalizm, modern-ulus devletlerin oluşması sırasında; iradi olarak modernleştirici liderler tarafından, post-kolonyal dönemde ise modern kolonyalistler ile temas halindeki entelektüeller tarafından kolonyalizm sonrası uygulanan bir politik strateji olarak göze çarpmaktadır. Bir başka ifadeyle post-kolonyal medya ve post-kolonyal devlet pratiklerinde oryantalizm içselleştirilmiştir. Bu doğrultuda modernleştirici liderler tarafından inşa edilen self-oryantalizm, modernist bir içselleştirme süreci sonucunda meydana gelmiştir. Doğulunun kurgulanmasında, Batılı yalnız değildir. Doğu’nun bu manadaki kurgulanması işinde, bir o kadar da Doğu’nun kendi payı bulunmaktadır. İçinde yaşadığımız çağda self-oryantalizm fenomeninin dışında oryantalizm diye bir uygulamanın varlığı söz konusu bile değildir. Modernleşme dinamikleri sırasında oryantalizmin içselleştirilmesi durumu, bugün ki manasında oryantalizmin bir hegemonya-güç ilişkisine dönüşmesine sebebiyet vermiştir. Kendi kendini oryantalize etmek bireylerin ve toplumların kendilerini, kendilerine ait olmayan fikirler aracılığıyla anlamaları ve anlamlandırmalarıdır. Bireylerde ve toplumlarda kendilerine ait yanlış bilincin oluşumunda edebiyat, toplumlararası ilişkiler ile birlikte medyanın da yadsınamaz önemde rolü bulunmaktadır. Bu bir kendine yabancılaşma ve kendi kendisinin ötekisi haline gelme sürecidir. Bu çalışmada self-oryantalizmde medyanın rolü incelenmeye çalışılacaktır.
Self-orientalism stands out as a political strategy implemented voluntarily by modernizing leaders during the formation of modern-nation-states, and by intellectuals who are in contact with modern colonialists during the post-colonial period. In other words, orientalism has been internalized in post-colonial media and post-colonial state practices. In the age we live in, there is no orientalism apart from the phenomenon of self-orientalism. The internalization of orientalism during the dynamics of modernization has led to the transformation of orientalism into a hegemony-power relationship in today's sense. Self-orientalism is the individuals’ and societies’ understanding and interpretation of themselves through ideas that do not belong to them. In addition to the literature and inter-communal relations, the media plays an undeniably important role in the formation of the individuals’ and societies’ own false consciousness. This is a process of self-alienation and becoming the other of itself. In this study, the role of media in self-orientalism will be addressed.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2021 |
Kabul Tarihi | 30 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 17 Sayı: 35 |