Damgalanmayı azaltmak ve önlemek için gerekli tedbirlerin alınması ve koruyucu psikososyal müdahalelerin planlanması özellikle yüksek riskli hastalarla temas halinde olan hemşireler için büyük önem taşımaktadır.COVID-19 ile mücadele sürecinde hemşirelerin sosyal damgalanma konusundaki deneyimlerini belirlemektir. Tanımlayıcı nitel araştırma tasarımı uygulanan çalışma, bir eğitim ve araştırma hastanesinde Haziran ve Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemini COVID-19 salgını sırasında bir pandemi hastanesinde çalışan 15 hemşire oluşturmuştur. Araştırma verileri, Sosyo-Demografik Bilgi Formu ve Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu ile toplanmıştır. Araştırma kalitatif çalışmalar için rehber niteliğindeki Kalitatif Araştırma Raporlama Konsolide Kriterleri kontrol listesi (COREQ) temel alınarak nitel araştırma paradigmasına göre planlanmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 38 (min: 24-maks: 54) olup 10'u kadın, 10'u bekar, 9'u çocuk, 10'u yüksek lisans mezunudur. Katılımcıların ortalama 12.9 yıllık iş tecrübesine (min: 1 - maks: 30), 7.1 yıl klinik çalışma (min: 1 - maks: 17) deneyimine sahip oldukları belirlenmiştir. Verilerin analizinde damgalanma deneyimleri, damgalanma ile baş etme ve damgalanmanın psikolojik-sosyal sonuçları olmak üzere üç ana tema belirlenmiştir. Klinik ve sosyal ortamlarında damgalanmış tutumlara maruz kalan hemşirelerin, daha sonra psikososyal olumsuz etkilere yol açan süreçte ağırlıklı olarak pasif başa çıkma yöntemlerine başvurdukları belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarının teorik, klinik, akademik ve idari alanda değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Sağlık bakım uzmanlarına yönelik proaktif anti-stigma programlarının planlanması önemlidir.
bulunmamaktadır
It is of great importance to take necessary measures to reduce and prevent stigma, and plan protective psychosocial interventions for the healthcare workers, especially for the nurses who are in contact with high-risk patients. This study was conducted to solicit nurses’ views on social stigmatization in the process of combating COVID-19. A descriptive qualitative method was utilized on the nurses in a training and research hospital between June and September 2020. The sample of the study consisted of 15 nurses who worked in a designated pandemic hospital during the COVID-19 outbreak. The research data was gathered via Socio‐Demographic Information Form and Semi‐Structured Interview Form. Subsequently, content analysis was registered. This study was based on COREQ (consolidated criteria for reporting qualitative research) which is known to establish explicit guidelines in reporting qualitative research. The average age of the participants was 38 (min: 24–max: 54), of which 10 were women, 10 were single, 9 had children, 10 had a graduate degree. Participants had an average of 12.9 years of work experience (min: 1- max:30) of which 7.1 years was clinical work (min: 1- max:17). Three main themes were identified for the analysis of data, namely, the experiences of stigma, coping with stigma, and psychological-social results of stigma. It was determined that nurses, who were exposed to stigmatized attitudes in their clinical and social environments, mainly had recourse to employ passive coping methods during the process which later posed psychosocial adverse effects. Evaluation of the research results in theoretical, clinical, academic, and administrative settings shows necessity. Health care professionals can make use of proactive anti-stigma programs to sustain their effective work environment.
bulunmamaktadır
bulunmamaktadır
Thanks to Assisst. Prof. Julide Gülizar Yıldırım for her support during data analysis.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Psikoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | bulunmamaktadır |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Kabul Tarihi | 30 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 17 Sayı: Pandemi Özel Sayısı |