Uzun yıllar boyunca Ortadoğu üzerinde hâkimiyet mücadelesi yürüten İngiliz ve Fransızlar, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Arap coğrafyasının paylaşımı için birlikte hareket etme noktasında anlaşmaya varacaklardı. Bu çerçevede İngilizler, Osmanlı Devleti’nin iç dinamiklerini kendi lehine kullanabilmek maksadıyla Mekke Emiri Şerif Hüseyin’e savaş sonrasında tesis edilmek üzere bir Arap Devleti kurulması vaadinde bulunarak onu isyan hareketinin içine çekeceklerdi. İngilizler, amaçlarını gerçekleştirmek için savaş devam ederken farklı tarihlerde Sykes-Picot Antlaşması ile Fransızlara, McMahon-Şerif Hüseyin Mektuplaşması ile Araplara ve Balfour Deklarasyonu ile de Siyonistlere birtakım vaatlerde bulunmuşlardı. 1917’de Bolşevik İhtilali’nin ortaya çıkması ve sonrasında meydana gelen gelişmeler, İngilizleri bölgede çok sıkıntılı bir sürece sokacaktı. Sykes-Picot Antlaşması’nın ifşa edilmesinden sonra İngilizler, Şerif Hüseyin’i küstürmemek ve onun taraf değiştirmemesini sağlama adına kendisini ikna etmek için bu kez Fransızlarla birlikte yoğun bir diplomasi mücadelesi vermek durumunda kalacaktı. İki ülke bu yeni durumda Türklerin Şerif Hüseyin’e yönelik barış tekliflerini boşa çıkarmak için de çaba sarf etmekle birlikte, Arap aktivistlerinin desteğini kaybetmemek için vaatlerini en yetkili ağızlardan duyurma ihtiyacı hissedeceklerdi.
Ortadoğu Şerif Hüseyin Sykes- Picot Antlaşması Araplar Balfour Deklerasyonu
The British and the French, who had been struggling for dominance over the Middle East for many years, agreed to act together for the division of the Ottoman Arab geography during the First World War. Within this framework, in order to use the internal dynamics of the Ottoman Empire in its favor, the British would draw Sharif Hussein, the Emir of Mecca, into the rebellion movement by promising him the establishment of an Arab State to be established after the war. In order to realize their goals, the British made certain promises to the French with the Sykes-Picot Treaty, to the Arabs with the McMahon-Sharif Hussein Correspondence and to the Zionists with the Balfour Declaration. The emergence of the Bolshevik Revolution in 1917 and the developments that followed would put the British in a very troubled period in the region. After the revelation of the Sykes-Picot Agreement, the British would have to engage in an intense diplomatic struggle, this time with the French, in order not to offend Sharif Hussein and to convince him not to change sides. In this new situation, the two countries would also make efforts to frustrate the Turkish peace overtures to Sharif Hussein, but they would also feel the need to announce their promises from the most authoritative mouths in order not to lose the support of Arab activists.
Middle East Sharif Hussein Sykes- Picot Treaty Arabs Balfour Declaration
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Bilimlerin Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 7 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 22 |
İndeksler / Indexes
SCOPUS, TÜBİTAK/ULAKBİM TR DİZİN [SBVT]
INDEX COPERNİCUS [ICI], ISAM, SOBIAD, İdealOnline ve Scilit tarafından dizinlenmektedir.
Dergimizde yayımlanan makaleler, aksi belirtilmediği sürece, Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası (CC BY 4.0) ile lisanslanır. Dergiye yayımlanmak üzere metin yollayan tüm yazar ve çevirmenlerin, gönderdikleri metnin yegâne telif sahibi olmaları ya da gerekli izinleri almış olmaları beklenir. Dergiye metin yollayan yazar ve çevirmenler bu metinlerin CC BY 4.0 kapsamında lisanslanacağını, aksini sayı editörlerine en başında açıkça beyan etmedikleri müddetçe, peşinen kabul etmiş sayılırlar.