Beylikler ve Selçuklu dönemi ile birlikte Türkmenler savaşlardan yorgun ve perişan düşen Anadolu şehirlerini yeniden canlandırarak imar etmişlerdir. Çoğu göçebe olan ve Anadolu coğrafyasında yerleşik yaşama geçen Türkmenler, İç Anadolu ve Orta Karadeniz bölgelerinde yer alan Tokat, Amasya, Kastamonu ve Çorum şehirlerine yerleşmişler ve bu esnada anılan şehirlerin sosyo-kültürel yapısının bozulmuş olduğu gerçeğiyle karşılaşmışlardır. Birkaç köprü ve yıkık yapıdan başka bir şey bırakmayan Roma, Bizans ve diğer devletler, Anadolu’nun birçok bölgesinde sadece işgal siyaseti uygulamışlardır. Türkler ise bir yerleşim ve barınma, bir yurt ocağı olarak gördükleri Anadolu’ya, bu esnada Anadolu'da yaşayan insanların hiç görmediği kadar yatırım yapmışlardır. Bu yatırımların başında hiç kuşkusuz vakıf ve vakfiyeler gelmektedir. Vakıflar sayesinde şehirlerdeki ihtiyaç sahipleri insanlar yararlanmışlardır. Diğer devletlerin hükümdarlarının belki hepsi için söylenemez ama çoğu baş şehir ve birkaç büyük şehir haricinde Anadolu’nun şehirlerine yatırım yapmadıkları görülür. Bu durum Türk hükümdarlarında farklıdır. Bu hükümdarların başında Candaroğlu İsmail Bey ve Cacaoğlu Bey gibi hükümdarlar yapmış oldukları külliye ve vakfiyeler sayesinde Anadolu şehirlerinin birer ilim ve irfan yuvası olmalarına da vesile olmuşlardır. Anadolu'da Türk-İslâm kültür ve medeniyeti, vakıflarla vücut bulduğu gibi, burası vakıflar sayesinde gelişmiş, imâr ve ihya edilmiş, sosyo-kültürel ihtiyaçları da bu müesseseler aracılığı ile giderilmiştir.
Bütün bunların yanında Türk kadınları da kurmuş oldukları birçok vakıfla Türk kültür ve medeniyetine büyük katkı sağlamışlardır. İslam dininin hayır ve yardımlaşma hakkındaki ahlâkî prensipleri ve uhrevî mükâfat telkinleri, dinî ve hayır kurumları meydana getirmede Müslümanları teşvik etmiştir. Müslüman Türkler de dinlerinin bu güzel öğretisini, Allah rızasını kazanmak uğruna uygulamaya koymuşlar ve topluma hizmet eden müesseseleri kurmada âdeta birbirleriyle yarış etmişlerdir. Onların bu onurlu uygulamaları sonucunda da yurdumuzun tapu senetleri hükmündeki yüzlerce vakıf ve hayır kurumu korunarak günümüze kadar gelmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: IV Sayı: 1 |