İlkçağlardan günümüze kadar uzanan modern devlet yapılarında, insanlar kendisini ve toplumu yönetecek, yasalar koyacak bir idareci seçmek zorunda kalmışlardır. Bunun sonucunda idare eden ile idare edilenler arasında karşılıklı hak ve hukuk ilişkisine dayanan bir anlayış ortaya çıkmıştır. Ancak her toplumda ve devlette adalet ve eşitliği sağlamanın mümkün olamayacağı aşikârdır. İstenmeyen bir durumun ortaya çıkmaması için devlet adamlarına siyaset bilimi niteliği taşıyan ve özde devlet hayatına ilişkin kurallar ve tavsiyeler içeren eserler kaleme alınmaya başlanmıştır. Türk-İslam devletleri tarihinde genel olarak Siyâsetnâme adıyla anılan bu tarz eserler de ele alınan konular arasında; hâkimiyet telakkisi, hükümdarda bulunması lazım gelen özellikler, vezirin görev ve yetkileri, diğer devlet ricalinin seçiminde gösterilmesi gerekli titizlik, ordu ve maliye teşkilatına dair gerekli tavsiyeler başta gelir. Bu tavsiyelerin büyük çoğunluğu günümüzde dahi hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Siyâsetnâmelerde yapılan tavsiyeler arasında ilk sırayı hükümdarda bulunması gereken özellikler alır. Bu özellikler incelendiğinde kut sahibi ve asil soydan olmak, akıl ve bilgili olmak, adil ve cömert olmak, erdemli olmak gibi iddialı bir hükümdar tasviri ile karşılaşırız. Ancak her türlü hatadan ve kusurdan arındırılarak idealize edilen bu hükümdar portresinin karşılığını, gerçek hayatta bulmak oldukça zordur. Nitekim Türk-İslam devletleri tarihinde bu özelliklerin tamamını bünyesinde barındıran hükümdar sayısı bir elin on parmağını geçmez. Hükümdarların çoğu bu özelliklerin bir kaçı ile hükümdarlık yaparken pek çoğu da bu özelliklerin yanından bile geçmeden saltanatlarını tamamlamışlardır.
Bu çalışmada Siyâsetnâmelerde zikredilen hükümdar özellikleri açısından, Selçuklu Devletinin kudretli hükümdarı Alparslan’ın şahsiyeti ve karakter yapısı değerlendirmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 2 |