Tıp literatüründe damarların içinden akan ve insana hayat veren kırmızı bir sıvı olarak tanımlanan kan Türk kültüründe de birçok çalışmaya konu olmuştur. Sosyal dilbilimin araştırma alanlarından biri de dilin toplumdaki toplumsal katmanlar ile ilişkisini incelemektir. Uzun bir süreç içerisinde duygu ve düşüncesiyle kan bağı oluşturan insan topluluğu kültürel değerlerini dille aktarır. Kültür hafızasından ve dil imbiğinden geçen kalıp sözler; atasözleri, deyimler gibi dil vasıtalarıyla kültür malzemesi ile hayat bulur. Kan sözcüğü de insanlar arasındaki soy bağını ifade etmesinin yanında mitolojilerde ve semavî dinlerde yaratılışta, ölümde; çeşitli inanç sistemlerinde ritüellerin ana teması olmuştur. Türk kültüründe üzüntü, korku, eziyet gibi olumsuz duygu durumları kanla ilişkilendirilmiş bu duyguları ifade etmede kan sözcüğü kullanılmıştır. Kimi dini törenlerde kan akıtmak kutsal sayılmış, bu uygulamanın Tanrıya yakın olma, günahlardan arınma aracı olarak görüldüğüne inanılmıştır. Birçok kültürde “kan”a birbirinden farklı veya benzer farklı sembolik anlamlar yüklenmiştir. Kültürel semboller anlamsal olarak değişime uğramış, zenginleşmiş veya yok olmuştur. Kan, Türk kültüründe eskiden beri önemli bir kültür sembolüdür. Kültürel semboller, kültüre ait değerlerin gelecek nesillere değişmeden aktarılmasında çok önemli bir yere sahiptir. Türkmen Türkçesinde de kan sözcüğü çeşitli insan tiplerini, korku, üzüntü gibi çeşitli duyguları ifade etmiştir. Bu çalışmada; medeniyetlerin bir kültür sembolü olarak kullandığı “kan” sözcüğünü Türkmen kültüründe nasıl sembolleştirildiği, deyimlerde nasıl metaforlaştığı gösterilmiş, kan sözcüğünün deyimlerde kazandığı ve ifade ettiği manalar üzerinde durulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Beşeri Coğrafya (Diğer) |
Bölüm | Görüntü Sunumu |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 8 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 1 |