Glass has been utilized throughout history across a diverse range of fields, including the medical and beauty industries, burial rituals, lighting instruments, architecture, and tableware. Its applications encompass various purposes, forms, types, and decorative styles. Glass artifacts, produced using various techniques since their inception, have gained widespread prominence, particularly following the discovery of the free-blowing method. This technique has established glass as a dominant material across all previously mentioned sectors. In certain instances, the identification of the functional areas of these objects is relatively straightforward. This can be attributed to the fact that familiar forms adhere to established traditions and have been designed and manufactured consistently over an extended period, thereby fulfilling the same functional role. However, certain examples identified during archaeological excavations or recorded in collections present atypical forms. It is challenging to ascertain the function and period of certain artifacts that cannot be contextualized, particularly as they are not derived from archaeological excavations and thus remain subject to interpretation. The case of the Kastamonu Museum, as discussed in this study, is a notable example that deserves interpretation alongside other similar, though rare, instances. In addition to presenting a rare artifact to the archaeological community, the application of 'experimental archaeology' to support our interpretations of the artifact underscores the significance of this study.
Camın tarih boyunca medikalden güzellik sektörüne, ölü gömme ritüellerinden aydınlatma araçlarına, mimariden masa kaplarına kadar pek çok farklı alanda, pek çok farklı amaçla, farklı form, farklı tip ve farklı dekorasyonla kullanıldığı bilinmektedir. Kimi durumlarda bu objelerin kullanım alanlarını saptamak oldukça kolaydır. Çünkü alışıldık formlar bir geleneği takip ederek çok uzun seneler aynı şekilde tasarlanır ve aynı şekilde üretilirler; aynı fonksiyona hizmet ederler. Fakat arkeolojik kazılar sırasında saptanan ya da koleksiyonlarda belgelenen kimi örnekler formları ile sıra dışı bir şekilde karşımıza çıkar. Özellikle arkeolojik kazı buluntusu olmadığından kontekst içerisinde tespit edilemeyen kimi buluntuların işlevini belirlemek ve kullanım dönemini tespit etmek oldukça zordur ve yorumlamaya açıktır. Bu çalışmada sunulmakta olan Kastamonu müzesi örneği de aynı şekilde, çok nadir olan benzer örneklerden yola çıkılarak yorumlanmaya ihtiyaç duyan sıra dışı bir örnektir. Bu kadar nadir bir eseri arkeoloji dünyasına tanıtmanın yanı sıra, eserle ilgili yorumlamalarımızı "deneysel arkeoloji" metotlarından faydalanarak desteklemek ise bu çalışmanın önemini perçinlemektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Görsel Kültür, Arkeoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 3 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 7 |
Palmet Dergisi Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 (CC BY-NC) Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.