Dilin kesinliği meselesi İslamî ilimlerin birçok alanında farklı şekillerde ortaya çıkan metodolojik yönelimi temsil eden bir konudur. Konunun müstakil olarak İslamî ilimler literatüründe bir problem olarak tartışılması Fahreddin er-Râzî’nin “lafzî deliller kesinlik taşımaz” iddiası ile başlamıştır. Bu iddia şer‘î ilimlerin meşruiyetini sarsması, vahyin güvenirliğini ve anlaşılabilirliğini tartışmaya açma ihtimali sebebiyle birçok İslam âlimi tarafından eleştirilmiştir. Şüphesiz ki bu iddiaya en sert tepki metodolojilerini naklî delillerin temeli üzerine inşa eden ilim çevrelerinden gelmiştir. Bu âlimlerin sembol ismi de kendine özgü metodolojik yaklaşımı ve açıklamalarıyla ön plana çıkan Takiyyüddîn İbn Teymiyye’dir. Bu çalışmada mantık ilmine ve kelâm âlimlerine karşı çıkışlarıyla bilinen İbn Teymiyye’nin dilin kesinlik taşımadığı iddiasına karşı müdafaası ve “sarih nakille sahih akıl çelişmez” prensibi çerçevesinde geliştirdiği argümanları konu edinmiştir. Bu çerçevede özgün yaklaşımları ile nakli İslâmî ilimlerin temeline yerleştiren İbn Teymiyye’nin esas aldığı ilkelerin bu iddiaya karşı geliştirdiği söylemlerle uyumlu olduğu, müdafaasını güçlü ve tutarlı bir düşünce zeminine yerleştirdiği görülmektedir.
Naklî deliller dilin kesinliği Fahreddin er-Razi ibn Teymiyye akıl-nakil
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |