Bu çalışma, Hicri I. Yüzyıldan itibaren İslâm âleminde uluhiyyet, nübüvvet ve semiyyat konularında ortaya çıkan ihtilaflara kendine özgü usullerle cevaplar veren kelâm ilminin gelişimini ve önemini incelemektedir. Kelâm ilmi, ilk dönemlerden itibaren Selef, Mu ‘tezile ve Ehl-i sünnet gibi farklı ekoller tarafından temsil edilmiştir. Mütekaddimûn döneminde Ehl-i sünnet fırkaları, ateist, müşriklerin yanı sıra yahudi ve hristiyanların ilah ve nübüvvet tasavvuru ve fırka-ı dâlle olarak nitelendirdikleri mezheplere karşı mücadele ederken, müteahhirûn döneminde ise felsefi akımlara karşı savunma yapmışlardır. Hicri VIII. yüzyıldan itibaren kelâm ilminde ele alınan problemler, takip edilen metodlar ve verilen eserler XIX. Yüzyılın başına kadar şerh ve haşiye şeklinde devam etmiştir. XIX. Yüzyıldan itibaren Abdüllatif Harpûtî ve Muhammed Abduh gibi isimlerle temsil edilmeye başlanan yeni ilmi kelâm, Günümüz Türkiye’sinde de birçok kelâmcı akademisyen tarafından varlığını sürdürmektedir. Çağımızda insana dair problemler ele alınırken sosyal bilimlerde yeni bir epistemoloji için kelâm ilminin serüveni ve çalışmalarını doğru okumak gerekmektedir. Bu makalede “Kelâm ilmi İslâmî ilimlere öncülük etmiş midir?” “Gelişen ilim ve değişen dünya karşısında kelâm ilmi asra uygun yöntemler kullanmış mıdır?” sorusuyla beraber ele alınan problemler geçmişten günümüze bir bütün halinde değerlendirilmektedir.
This study examines the development and importance of the science of kalam, which has responded to the conflicts that have arisen in the Islamic world since the 1st century of Hijri, on the issues of divinity, prophecy and semiyyat, with its own unique methods. The science of Kalam has been represented by different schools such as Salaf, Mu'tazila and Ahl as-sunna since the earliest times. In the Mutekaddimun period, the Ahl as-Sunnah sects fought against the sects that Jews and Christians describe as the vision of God and prophethood, and sect-i dalle, as well as atheists and polytheists, while they defended against philosophical currents in the period of the Mutahhirun. Hijri VIII. The problems dealt with, the methods followed, and the works given in the science of kalam since the 19th century. It continued in the form of annotation and annotation until the beginning of the century. XIX. The new scientific kalam, which started to be represented by names such as Abdullatif Harpûtî and Muhammed Abduh since the 19th century, continues to exist in today's Turkey by many theologian scholars. While dealing with human problems in our age, it is necessary to read the adventure and studies of the science of kalam correctly for a new epistemology in social sciences. In this article, "Did the science of kalam pioneer the Islamic sciences?" “Did the science of kalam use age-appropriate methods in the face of developing science and the changing world?” The problems addressed together with the question are evaluated from the past to the present.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çeviri ve Yorum Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |