Islamic Theology (Ilm al-Kalam) is not just about the expression and explanation of the principles of Islamic faith. What makes Kalam Kalam is its own method of thinking as stated in its name. This method is based on an original dialectic. Certainly due to its method, Kalam often enters in the field of speculation rather than to express and study the Islamic creed, hence Salaf did not consider it as a science. Its own specific dialectical thought of Kalam has tended to be incorporated in the Divine Word about which it talks. For it asserts that knowledge is based on reasoning, and turns towards to think in a rational area. But the theologian (mutakallim), in doing so, tends to forget that he is in a human act as much as all the other reasoning acts. Thus, the word of a theologian bounds the word of the divine. One of the basic differences between philosophy and theology is that Philosophy is considered as a human thought. In fact, underlining this issue Farabi quotes Socrates’ following promise: "O my people! I'm not telling you that there is something false in your divine wisdom. I say, mine is not better than yours. But I'm wise by human wisdom."
Kelam ilmi, sadece İslam’ın vazettiği inanç esaslarının ifadesi ya da açıklanmasından ibaret değildir. Kelamı ‘kelam’ yapan, bizzat adının da ifade ettiği gibi, kendine has düşünme metodudur; bu metot ise, yine özgün bir diyalektiğe dayanmaktadır. Kuşkusuz metodu nedeniyle, İslam akidesini ifade etmek ya da incelemekten öte, sıklıkla spekülasyon alanına giren kelam ilminin, Selef tarafından bir ilim olarak değerlendirilmediğini görmekteyiz. Kelamın özgün diyalektik düşüncesi, hakkında konuştuğu İlahi kelama eklemlenme eğilimi taşımaktadır; zira ‘bilgi’nin nazara dayandığını ileri sürmekte, rasyonel bir alan içinde düşünmeye yönelmektedir. Fakat kelamcı, bunu yaparken, diğer tüm akıl yürütmeler kadar ‘insanî’ olduğunu unutma eğilimi taşır. Böylece bir kelamcının kelamı, ilahi kelamı sınırlar ve kayıtlar. Felsefe ve kelam arasındaki temel farklardan biri, felsefenin, insanî bir düşünce olduğunu bilmesidir. Nitekim bu konunun altını çizen Farabi, Sokrates’in şu sözünü nakleder: “Ey kavmim! Ben, sizin bu ilahi hikmetinizin batıl bir şey olduğunu söylemiyorum. Fakat diyorum ki; ben, ondan daha iyi (ahsenehâ) de değilim; ancak ben, “insanî hikmet ile hakîm olduğumu söylüyorum”.
Kelam İlmi diyalektik İslam Felsefesi An Philosophical Analysis of Kalâm: its Birth and Nature
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Temmuz 2014 |
Gönderilme Tarihi | 22 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 2 |