Bu çalışmanın ortaya çıkmasını tetikleyen âmil akidesinin başında Nesefî’nin kullandığı “Ehl-i hak” ifadesidir. Nesefî, metne şöyle bir giriş yaparak başlar: “Ehl-i hak dedi ki: (Sofestâiyenin hilâfına) Hakâik-i eşyâ sâbit ve o hakâike ilim mütehakkiktir.”1Nesefî, bu cümlesiyle eşyanın hakikatini inkar eden, dolayısıyla bunların bilinemeyeceğini iddia eden sofistlere açıkça karşı çıkmaktadır. Burada Sofistlerin iddiasının aksine şeylerin kendilerinde var olan sabit hakikatleri olduğu ve bu hakikatlere bağlı olarak bilmenin ve bilgi elde etmenin de tahakkuk edeceği savunulmaktadır. Dolayısıyla şeylerin hakikatleri sabit bir gerçekliğe sahip olduğu gibi
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Notları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Eylül 2015 |
Gönderilme Tarihi | 22 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 4 |