Verili kaynaktan beslenen İslamî ilimlerden birisi olan fıkhın delilleri arasında zaman zaman zahiren bir çatışmanın olduğu bilinen bir husustur. Genel ifadesi ile çatışma ve çelişme üzerinden gelişen bir diyalektik işleyiş söz konusudur. Yine fıkhın farklı toplumsal zeminlerde hayat bulmasıyla zuhur eden bu ilişki türleri fıkhın doğduğu ve sistematik bir ilim hâline dönüştüğü zaman süreçlerinde diğer sistematik fıkıh ekolleri ve yeni doğal mecralarla nispeten bir çatışma yaşadığı söylenebilir. Bu çatışma hâlinin hem düşünsel zeminde hem de pratik zemindeki hususiyetleri yani diyalektik zemin bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Dolayısıyla İslamî ilimlerden cedel, münâzara ve hilâf diyalektik temelli üç ilim olarak belirmekte ve bu diyalektik zemin kendi içeriğini mezhepler arası ve mezhep içi delilleri yorumlama tarzlarında, deliller arasında dengeyi kurmada, hüküm cümlelerinde, yargısal süreçlerde ve olgusal durumlarda tezahür ettirmektedir. Özetle söylemek gerekirse fıkıhta diyalektik ilim ve amelde olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Çalışmam litaratüre dayandığı için etik izin belgesi gerekli değildir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 30 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 1 |