For a very long time social movements in Turkey mobilized and understood through established organizations such as political parties and trade unions. However, it is essential to consider social movements as independent political actors by themselves. Gezi protests that took place in 2013 in Turkey are generally considered as a turning point in this sense. However, Turkey witnessed grassroots mobilizations also before Gezi park protests. Especially TEKEL and HES resistances have a distinct place in the domain of social movement history of Turkey. By drawing on these two movements, the article aims to explain the transformation of the social movements field in Turkey, based on the literature on theories of social movements. First part of the article focuses on the theoretical aspect, and tries to explain the transformation in the field of social movement theories since the 1970s, but especially after the emergence of “anti/alter-globalization” movement. The second part of the article aims to discuss the ruptures and continuities of social movement mobilization in Turkey since the 1970s, by focusing on the wave of mobilization of the 1970s, anti/alter-globalization movements of the 2000s and recent Gezi Park protests. In doing so, the second part employs protest event analysis to reveal the similarities and difference between these waves of mobilization with regards to the actors, repertoires of action and issues that were at work.
Türkiye’de gelişen toplumsal hareketler, çoğunlukla örgütlü mücadelenin destekçisi olarak kalmışlar ve parti ya da sendika gibi kurumsal yapıların birer parçası olarak incelenmiştir. Ancak hareketlerin ekonomik ve sosyal krizlere karşı küresel çapta daha görünür olması onların siyasal bir aktör olarak başlı başına ele alınmasını gerektirmektedir. Yakın dönemdeki eylem ve direniş pratiklerinin farklılığı bu durumu daha net ortaya koymaktadır. Özellikle TEKEL ve Hidroelektrik Santralleri (HES) direnişleri, Türkiye’nin toplumsal hareket tarihinde ayrı bir yere sahiptir. Bu direnişlerin kurumsal desteklerden ziyade taban girişimleri olarak gelişmesi ve farklı bir mobilizasyon biçimi geliştirmesi, hareketlerin 2000’li yıllarda Türkiye’de de geç kalmış bir değişim içinde olduğunun göstergeleridir. Bu hareketlerin birbiriyle ilişkisi, aynı zamanda Gezi Parkı eylemlerinin de anlaşılmasını sağlar. Çalışma ilk bölümünde hareketlerin dönüşümü toplumsal hareket yaklaşımları çerçevesinde ve özellikle karşı/alternatif-küreselleşme ile ilişkisi üzerinden aktarılmıştır. İkinci bölümde ise Türkiye’deki 1970’lerden itibaren dönüşümün üç farklı evresi benzerlik ve farklılıklarıyla, eylem repertuvarları ve aktörler üzerinden incelenmiştir.
Diğer ID | JA72GT22DH |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 26 |