Sadece tek bir yönüyle ele alınamayacak kadar çok yönlü, tıpkı onun bu çok yönlülüğünü anlatan çok biçimli, şekilden şekle giren (protéiforme) romanı “Günlerin Köpüğü” gibi renkli kişilikli Boris Vian, Gilbert Pestureau’nun dediği gibi “hızlı bir göktaşı gibi” 20. Yüzyılın ortasından hızla kaymıştır. Yirmi üç yaşında başladığı yazın kariyerine onlarca romanı, tiyatro oyunlarını, şiir derlemelerini, film senaryolarını, on beş kadar dergide yayınlanan makalelerini, yaklaşık beş yüz şarkı sözünü, roman, öykü, tiyatro ve şiir çevirilerini sığdıran harika çocuk Boris Vian, özellikle kullandığı dil ve eserlerine kattığı o ince eleştirel üslubuyla döneminde iz bırakan önemli isimlerden biri olmayı başarmıştır. “Günlerin Köpüğü” ilk bakışta duygu yüklü bir aşk romanı gibi görünmesine rağmen, derin yapısında yazarın çok yönlü kişiliğinin ipuçlarını saklayan, okundukça farklı bir yapıya bürünen, güldürürken düşündüren bir başyapıttır. Bu çalışmada hayal ve kurgunun, şiirsellikle sıradanlığın, saçma ve bunalımın nasıl iç içe geçtiği ve neredeyse baştan sona kara mizah kılıfına nasıl girdiği incelenmeye çalışılacaktır. Romanın hemen hemen her sayfasında karşılaşılan ve gülümseten, ardından okurun kafasında soru işareti oluşturan, toplumun sosyo-kültürel yapısına ilişkin ince alaylar, yazarın yaşadığı dönemle de göz önünde bulundurularak ele alınacaktır.
Sadece tek bir yönüyle ele alınamayacak kadar çok yönlü, tıpkı onun bu çok yönlülüğünü anlatan çok biçimli, şekilden şekle giren (protéiforme) romanı “Günlerin Köpüğü” gibi renkli kişilikli Boris Vian, Gilbert Pestureau’nun dediği gibi “hızlı bir göktaşı gibi” 20. Yüzyılın ortasından hızla kaymıştır. Yirmi üç yaşında başladığı yazın kariyerine onlarca romanı, tiyatro oyunlarını, şiir derlemelerini, film senaryolarını, on beş kadar dergide yayınlanan makalelerini, yaklaşık beş yüz şarkı sözünü, roman, öykü, tiyatro ve şiir çevirilerini sığdıran harika çocuk Boris Vian, özellikle kullandığı dil ve eserlerine kattığı o ince eleştirel üslubuyla döneminde iz bırakan önemli isimlerden biri olmayı başarmıştır. “Günlerin Köpüğü” ilk bakışta duygu yüklü bir aşk romanı gibi görünmesine rağmen, derin yapısında yazarın çok yönlü kişiliğinin ipuçlarını saklayan, okundukça farklı bir yapıya bürünen, güldürürken düşündüren bir başyapıttır. Bu çalışmada hayal ve kurgunun, şiirsellikle sıradanlığın, saçma ve bunalımın nasıl iç içe geçtiği ve neredeyse baştan sona kara mizah kılıfına nasıl girdiği incelenmeye çalışılacaktır. Romanın hemen hemen her sayfasında karşılaşılan ve gülümseten, ardından okurun kafasında soru işareti oluşturan, toplumun sosyo-kültürel yapısına ilişkin ince alaylar, yazarın yaşadığı dönemle de göz önünde bulundurularak ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2017 |
Kabul Tarihi | 12 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 28 |