Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde ivme kazanan bölgesel kalkınma çalışmaları kapsamında 2006 tarihinde kalkınma ajansları iki pilot bölgede kurulmuş ve 2009 tarihinde 26 Düzey 2 bölgesinde kuruluş süreçleri tamamlanmıştır. Ancak; kalkınma ajansları, Türkiye’de gündeme geldiğinden bu yana ayrılıkçı bölgecilik ideolojilerini tahrik edecek, ülkede federalizme götürecek bir yapı olacak düşünceleriyle ağırlıklı olarak politik veçhesiyle tartışılmış olup; kalkınma ajanslarının yasal statüsü, organlarının yapısı, hedeflerine nasıl ulaşabileceği, mali ve insan kaynakları gibi daha çok işlevselliğine yönelik teknik boyutla birlikte analiz pek yapılamamıştır. Bu durum kalkınma ajanslarının, kuruluşlarından bu yana bir türlü istenilen düzeyde hizmet sunamamasına ve sorunlarının kronikleşmeye başlamasına yol açmıştır. Bu sorunlardan biri de yönetişim ilkesinin yansıdığı varsayılan kalkınma kurullarının bu haliyle işlevsiz, etkin olmayan az katılımlı toplantılara dönüşmüş yerel platformlar olmasıdır. Bu çalışmada, iki pilot kalkınma ajansından biri olan İzmir Kalkınma Ajansının Kalkınma Kurulu üzerine odaklanılmış olup; sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışma ile ileride siyasa belirleyicilere yön gösterilmesi amaç edinilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2017 |
Kabul Tarihi | 18 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 28 |