Arundhati
Roy’s The God of Small Things is a
story of partition, immigration, love and trauma. While exploring the problems
of identity of her characters in a postcolonial setting in India, Roy also
reformulates her characters’ use of English in an idiosyncratic way. This
study, therefore, analyses The God of
Small Things from the perspective of postcolonial theory in terms of
linguistic and cultural hybridity. It also attempts to explore the novel as a
postcolonial text that foregrounds the impacts of imperial past in partitioning
the country not only into two different nations but also dividing people’s lives
into two halves and leaving them to lifelong misery.
Arundhati
Roy’un Küçük Şeylerin Tanrısı romanı
bir bölünme, göç, aşk ve travma öyküsüdür. Roy, sömürgecilik sonrası bir
ortamda karakterlerinin kimliklerini ortaya çıkarırken, aynı zamanda onların
kendilerine özgü İngilizce kullanımlarını da gözler önüne sermektedir. Bu
çalışma, Küçük Şeylerin Tanrısı romanını
sömürgecilik sonrası kuramlar çerçevesinde, dil ve kültürel melezlik açısından
analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma romanı sömürgecilik sonrası
emperyalist geçmişin ülkeyi iki millete ayıran güçlü etkisiyle birlikte,
insanların hayatlarını da ikiye bölen ve onları yaşam boyu süren bir kedere
terk eden olguları ortaya koyan bir metin olarak okumaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Nisan 2018 |
Kabul Tarihi | 31 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 31 |