Eserlerine ikinci dünya
savaşının yıkıcı etkilerinin yanı sıra kapitalizm, küresel politikalar ve
küreselleşmenin yozlaştırdığı bireylerin umudu ve gerçekliği artık
algılayamadığı yaşamlarını konu edinen Beckett, “Godot’yu Beklerken” adlı eserinde olduğu gibi; kendi hikâyeleriyle
ya da anlattıklarıyla avunan karakterler yaratır. Beckett, içerisinde yaşadığı
toplumun gerçeklikten ne kadar uzaklaşıp nasıl yozlaştığının ayırdındadır. Savaş sonrası dönemde toplumu istediği gibi
şekillendirip yönetebilme gücü tamamen siyasi gücün elindedir. Bu anlamda
siyasi güç, kapitalizmin yanı sıra toplumu görünen ve bilinen gerçeklikten
uzaklaştırarak onları bir hiper gerçeklik içerisine sürüklemiştir. Godot’yu
Beklerken oyununda Beckett, bir yandan postmodern bir toplumun geldiği son
noktayı göstermeye çalışırken diğer yandan görünen ile gerçeğin ayırdına
varamayan Batı toplumunu resmetmeye çalışır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2019 |
Kabul Tarihi | 13 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 37 |