Post-Marksist yaklaşım 1960’lı yıllardan sonra meydana gelen teorik ve pratik gelişmeler neticesinde Marx’ın çalışmalarının ve Marksizmin hükümsüz kılındığını ileri sürmektedir. Bu bakımdan Marx’ın ekonomik alana ontolojik bir öncelik tanıyan tarih anlayışı hatalıdır, çünkü bu anlayış ekonomik olanın inşa edilmesinde kültürel ve politik pratikleri devre dışı bırakarak, kapitalist üretimi birikim dinamiklerini belirleyen sınırlı bir pratikler alt kümesine indirgemektedir. Ancak post-Marksist düşünürlere göre modern kapitalist toplumlarda ortaya çıkan çok sayıdaki antagonizma herhangi bir nesnel çelişkiye -yani sınıf mücadelesine- indirgenemez. Bu antagonizmalar söylemsel olarak üretilme biçimlerine bağlı olarak ekolojik, feminist, ulusal ya da işçi hareketleri gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla işçi sınıfının politik dönüşümdeki ayrıcalıklı rolü ortadan kalkmış ve işçi sınıfının bu ayrıcalıklı rolünün yerini “yeni toplumsal hareketler” almıştır. Bu nedenle post-Marksistler toplumsal antagonizmanın sınıfsız bir toplumla sona ereceği görüşünü reddetmektedirler. Bu bakış açısı doğrultusunda Maksimizdeki değer ve sömürü kavramları da anlamlarını yitirmişlerdir. Bu çalışmanın amacı Samuel Bowles, Jon Elster ve John Roemer özelinde post-Marksist yaklaşımın Marksist iktisada bilhassa sınıf, değer ve sömürü kavramları çerçevesinde yönelttikleri eleştirileri ele almak ve söz konusu eleştirilere yanıt aramaktır.
Post-Marksizm Marksist İktisat Samuel Bowles Jon Elster John Roemer
The post-Marxist approach argues that Marx's work and Marxism have been invalidated as a result of the theoretical and practical developments that occurred after the 1960s. In this respect, Marx's understanding of history, which gives an ontological priority to the economic sphere, is flawed because it reduces capitalist production to a limited subset of practices that determine the dynamics of accumulation, by excluding cultural and political practices in the construction of the economic. According to post-Marxist thinkers, however, the multitude of antagonisms that arise in modern capitalist societies cannot be reduced to any objective contradiction - i.e. class struggle. Depending on how they are discursively produced, these antagonisms can take different forms, such as ecological, feminist, national or labor movements. Therefore, the privileged role of the working class in political transformation has disappeared and this privileged role of the working class has been replaced by "new social movements". For this reason, post-Marxists reject the view that social antagonism will end with a classless society. In line with this point of view, the concepts of value and exploitation in Marxism have also lost their meaning. The aim of this study is to examine and respond to the criticisms of Marxist economics by Samuel Bowles, Jon Elster and John Roemer, particularly with respect to the concepts of class, value and exploitation.
Post-Marxism Marxist Economics Samuel Bowles Jon Elster John Roemer
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.