20. yüzyılın başından bu yana, endüstri, devam eden yapısal reformlara atfedilebilecek şekilde
istikrarlı bir şekilde büyümektedir. 1992’den bu yana, inşaat sektörlerinin büyümesi, girdilerdeki
niceliksel artışı geride bırakmış, ancak literatüre dayalı bir incelemede dinamik öncü sektörel
üretim fonksiyonunu tahmin ettiğimizde, verimliliğin çıktı büyümesine katkısı 2001’den sonra
düşmeye başlamıştır. Yapısal değişimin ülkelerin kalkınmasına ve üretim artışına önemli ölçüde
katkıda bulunduğunu ancak bu katkının zamanla azaldığını keşfetmek için bir analiz yöntemi
kullanıldı. Raporlara ve araştırma kanıtlarına göre, endüstriyel dönüşüm sürecinde faktör tahsis
etkinliğinin genel eğilimi ve sektörel değişkenliği, esas olarak faktör piyasalarındaki ve endüstriyel
yapıdaki reformlarla açıklanmaktadır. Bu nedenle, kamu politikasının, düşük vasıflı, taklit
temelli bir ekonomiden yüksek vasıflı, inovasyona dayalı, teknolojik ilerlemenin artık fikirlerin yerli
icat edilmesiyle geldiği bir ekonomiye doğru endüstriyel dönüşümü teşvik etmedeki önemi bu
çalışmada incelenmiştir. Taklit ve inovasyona dayalı ara mallara oranı olarak tanımlanan endüstriyel
yapı endeksindeki değişiklikler, endüstriyel dönüşümün sonucudur.
Since the start of the 20th century, the industry has grown steadily which can be attributed to
ongoing structural reforms. Since 1992, the growth of the construction industries has outpaced
the quantitative increase of inputs, but contribution of productivity to output growth falls after
2001 when we estimate the dynamic frontier sectoral production function in a literature-based
review. An analysis method was used to discover that the structural change has significantly contributed
to countries’ development and production growth but that this contribution has been
declining with time. The general trend and sectoral variability of factor allocative efficiency during
the industrial transformation process are mainly accounted for by reforms in factor markets and
industrial structure according to reports and research evidence. Thus, the importance of public
policy in fostering industrial transformation from a low-skilled, imitation-based economy to a
high-skilled, innovation-based economy, where technological advancement now comes through
the domestic invention of ideas, is examined in this study. Changes in an index of industrial structure,
defined as the ratio of imitation- to innovation-based intermediate goods, are the results of
industrial transition.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Mimarlık (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License